© Manisa İnternet Haber 2019

BUGÜN 3 MART DÜNYA YABAN HAYAT GÜNÜ

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 20 Aralık 2013’te dünyadaki yabani bitki ve hayvan türlerine dikkat çekmek ve koruma çabalarına dair farkındalık yaratmak amacıyla 3 Mart’ı Dünya Yaban Hayatı Günü ilan etmişti.

3 Mart, 1973’te Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme‘nin (CITES) imzalandığı gün olması nedeniyle önem taşıyor.

Dünya üzerinde 8 milyon civarındaki hayvan ve bitki türünün yaklaşık yüzde 25’i, beşeri unsurlar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.

Konunun farklı boyutlarına dikkat çekilmesi amacıyla her yıl farklı bir tema ile kutlanan Dünya Yaban Hayatı Günü’nün bu yılki teması “Yaban Hayatını Korumak için Ortaklık“.  Tema, dünya çapında kritik düzeyde nesli tükenmekte olan yabani canlıların durumuna dikkati çekmek ve onları korumak için çözümler üreterek farkındalık yaratmak amacıyla belirlendi.

Tema kapsamında, bu yıl çok sayıda ortak çalışma çıkarmak için uluslararası, ulusal ve yerel olmak üzere üç düzeyde ortaklıklara odaklanılacak.

Hayvan ve bitki türlerinin yüzde 25’i tükenme tehlikesi altında .

Son  50 yılda yaban hayatı popülasyonun %70 'i yok oldu .

Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Üzerine Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu‘nun (IPBES) Biyoçeşitlilik ve Ekosistem ve Ekosistem Hizmetleri Küresel  Değerlendirme Raporu'na  göre, hayvan ve bitki türünün yüzde 25’i nesli tükenme tehlikesi altında bulunuyor.

İstilacı türlerin 50 yılda ikiye katlanması ekosistemleri üzerinde ciddi bir tehdit oluşturuyor. Rapora göre, iklim değişikliğikirlilik ve istilacı yabancı türlerin yayılması gibi faktörler, ekosistemleri doğrudan ve dolaylı yollarla etkileyerek 50 yılda kötü gidişi hızlandırdı.

Dünya yüzeyinin yaklaşık beşte biri, biyolojik çeşitliliğin fazla olduğu yerler dahil istilacı yabancı tür canlıların riski altında. İstilacı canlı türlerinin sayısı 50 yılda ikiye katlandı. Bu artış da hem yerel canlılara hem de ekosistemlere karşı ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Ekonomik büyümenin bedelini diğer canlı türleri ödüyor .

Son 50 yıl içerisinde ekonominin büyümesi ve insan nüfusunun ve küresel ticaretin artması nedeniyle dünyadaki biyoçeşitlilik büyük tahribata uğradı. Özellikle denizlerdeki plastik kirliliği 1980’den bu yana 10 kat artarak en az 267 türü etkiledi.

Deniz kaplumbağalarının yüzde 86’sı, deniz kuşlarının yüzde 44’ü ve deniz memelilerinin yüzde 38’i, yıllar içerisinde plastik kirliliğinden etkilendi.

Hem karada hem de suda yaşayabilen amfibi türlerin yüzde 40’ından fazlası, resif oluşturan mercanların ise neredeyse yüzde 33’ü tehlike altında bulunuyor.

Nesli tükenmekte olan türlerin yok olma hızı, 10 milyon yılda kaydedilen ortalama hızın en az yüzlerce kat üzerine çıktı. Böceklere ilişkin net verilere ulaşılamıyor ancak mevcut veriler böcek türlerinin de yüzde 10’unun tehlikede olabileceğine işaret ediyor.

İnsan tahribatı, doğal habitatları haritadan siliyor .

Rapor, insan tahribatı nedeniyle deniz ve kara ekosisteminin ciddi şekilde etkilendiğinin altını çiziyor. Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 70’ini kaplayan okyanusların yüzde 97’sinin beşeri unsurlardan etkilendiğine değinen raporda, çevrenin dörtte üçünün insan eylemleri sonucu önemli ölçüde değiştiği, sulak alanların da yüzde 85’inin yok olduğu kaydediliyor.

Küresel ısınma, okyanusların asitlenmesi, radyasyon, kirlilik ve kentleşme gibi unsurlar deniz ekosistemine önemli ölçüde zarar verirken çevreye olan etkilerin yoğunluğu konuma göre değişebiliyor.

Ayrıca karada yaşayan, tatlı su ve deniz omurgalıları, omurgasızlar ile bitki gruplarının yüzde 25’i de nesli tükenme tehdidiyle karşı karşıyayken, habitat kaybı ve bozulmasının neden olduğu küresel karasal habitat bütünlüğünde de yüzde 30 azalma olduğu görülüyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER