Manisa’da 5 ay önce ikiz çocuklarından birini kaldırımda yürürken traktörün çarpması sonucu kaybeden Raziye Bağatır, sürücünün mahkeme tarafından serbest bırakılmasına ‘Tek istediğimiz adaletti’ diyerek tepki gösterdi. 5 aydır her günü kaybettiği oğullarının ardından gözyaşı dökerek geçiren Bağatır ailesi, davayı bir üst mahkemeye taşıdı.
Manisa’da teyzeleriyle birlikte kaldırımda giderken traktörün çarpması sonucu hayatını kaybeden 5 yaşındaki ikizlerden Yağız Bağatır’ın ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle tutuklu olarak 5 aydır yargılanan M.A.T.’nın tahliyesine karar verilmesi Bağatır ailesine ikinci bir şok yaşattı. Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçlamasıyla görülen davada tutuklu sanık M.A.T. davanın 3. duruşmasında mahkeme heyeti tarafından 3 yıl 11 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken, ehliyetine de 1 yıl 6 ay süreyle el konuldu. Mahkeme heyeti, sanığın cezanın infazından kaçacağına ilişkin somut bir delilin bulunmayışı ve cezaevinde yattığı süreyi göz önüne alarak tahliyesine hükmetti. Alınan karar sonrası Bağatır ailesi davayı İzmir Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı. 10 Nisan’da kaybettikleri oğullarının ardından 5 Eylül’de ikinci kez kaybetmenin acısını yaşadıklarını anlatan Bağatır ailesi, tek isteklerinin adalet olduğunu söyledi.
“Çocuğumuzu geri getiremeyiz ama”
Ölen çocuklarını geri getirmenin mümkün olmadığını ancak ölümüne sebep veren kişinin cezasını çekmesi gerektiğini söyleyen baba Hasan Bağatır, “İlk duruşmaya girdiğimizde hakim sanığın tutukluluk süresini devam ettirdi ve davayı 2 ay sonraya erteledi. 2 ay sonra yeniden mahkemeye gittik, tutukluluk süresinin devamına karar verdi ve karar için 15 gün sonrasına erteledi. 3. duruşmada bize siz hiçbir şekilde karşı savunma yapmayacaksınız dediler. Karşı tarafın savunması ve gözlemi dinlenecek dendi. Biz savunma yapmadık, karşı tarafın savunmasını okudular. Daha sonra hakimler bir odaya girerek görüşme yaptılar. Görüşme sonrası geldiler, 4 yıl 9 ay ceza dediler. Ondan sonra 3 yıl 11 aya düşürdüler ve beraatını kabul ettiler. Biz hemen arkasından avukatımızla bir üst mahkemeye müracaatımızı yaptık. İnşallah bir üst mahkemedeki sonuç ne olur bilmiyorum, İzmir’de görülecek. Oradan inşallah arkamızda bütün sivil toplum kuruluşları ve büyük insanlar bizim yanımızda olur da biz de bu mahkemeden hiç olmazsa çocuğumuzun ölümünü geri getiremeyiz ama vicdanımızı rahat ettiririz. Belki çocuğumuz da yattığı yerde rahat yatar. Vicdan sahibi insanlar bizi anlayabilirse onlar bizi daha iyi anlar. 5 yaşında bir çocuk, adamın yaşı 70 diye iyi halden, yaşlılıktan beraat verilebiliyor ama ölen 5 yaşındaki çocuğu 5 yaşında diye görmüyorlar. Buna şaşırıyorum” dedi.
“Bir canın gitmesi bu kadar basit mi?”
‘Ben sadece adalet istiyorum’ diyen gözü yaşlı anne Raziye Bağatır ise, “Gerçekten bir adalet varsa, hala içimizde ufak bir şüphe bırakmayacaksa gerçekten adalet istiyorum. Kaldırımda bir çocuk asla ölmez. Hakim o cezayı verirken sadece bir çocuk için vermedi. O kaldırımda 3 çocuk vardı. 3’ü için verdi. 3’ü de ölebilirdi. Şu an Ege de ölebilirdi, Dilan da ölebilirdi. Sadece Yağız değil, 3 tane çocuğun ölümünü göze alarak karar verdi. Ben buradan sadece bir kişiye değil bütün dünyaya sesleniyorum. Ben tam 5 aydır Allah şahittir. Ben kimseden vicdan istemiyorum. Ben sadece adalet istiyorum. Buradan cumhurbaşkanına, bütün yetkili olan adliyelere, mahkemelere sesleniyorum. Onlar benden çok daha iyi biliyor bu tarz şeyleri. Sadece adalet istiyorum. Eğer gerçekten varsa adaletimiz, hani kimliğimizde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazıyor ya, biz de bu milletin bir parçasıysak bize de destek çıksınlar. Oğlumun katilini istiyorum. Ceza vermeyeceklerse bana versinler. Başka bir şey demiyorum. Benim canım gitti, can gitmesi bu kadar basit mi? Oğlum gitti gözümün nuru gitti. İkizlerdi ya ikiz. Aynı anda doğdular aynı anda yemişler aynı giyinmişler ama şuan yok. O çocuğun hayali yıkıldı. Yağız öldü, İlkim’in hayatı bitti, Ege’nin bitti. Unutur diyorlar, çoğu kişi bunu söylüyor, ‘Unutur’ diyor. Unutulmuyor, asla unutulmuyor. Evlat özlemi gittikçe daha çok yanıyor. Daha çok ateş basıyor. O mezarlıkta ne işim var benim çocuğumun başında. İlerde çocuğum benim başıma gelip dua okuması gerekiyor ama şu an ben oğluma gidip dua okuyorum” dedi.
Oğlunun fotoğrafına bakarak uzun uzun ‘Oğlum özür dilerim, oğlum senin katilin tutuklanmadı’ diye gözyaşı döken anne Bağatır’ın feryatları yürek sızlattı.
Kaza 10 Nisan tarihinde Manisa’nın Yunusemre ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana gelmişti. Kaldırımda teyzeleri Dilan Akboğa ile yürürken o sırada yoldan geçen traktör sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu traktörün altında kalan 5 yaşındaki ikiz kardeşlerden Yağız Bağatır hayatını kaybederken, Muhammet Ege Bağatır ve teyze Dilan Akboğa yaralanmıştı. Kaza sonrası sürücü M.A.T. tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Manisa’da teyzeleriyle birlikte kaldırımda giderken traktörün çarpması sonucu hayatını kaybeden 5 yaşındaki ikizlerden Yağız Bağatır’ın ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle tutuklu olarak 5 aydır yargılanan M.A.T.’nın tahliyesine karar verilmesi Bağatır ailesine ikinci bir şok yaşattı. Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçlamasıyla görülen davada tutuklu sanık M.A.T. davanın 3. duruşmasında mahkeme heyeti tarafından 3 yıl 11 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken, ehliyetine de 1 yıl 6 ay süreyle el konuldu. Mahkeme heyeti, sanığın cezanın infazından kaçacağına ilişkin somut bir delilin bulunmayışı ve cezaevinde yattığı süreyi göz önüne alarak tahliyesine hükmetti. Alınan karar sonrası Bağatır ailesi davayı İzmir Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı. 10 Nisan’da kaybettikleri oğullarının ardından 5 Eylül’de ikinci kez kaybetmenin acısını yaşadıklarını anlatan Bağatır ailesi, tek isteklerinin adalet olduğunu söyledi.
“Çocuğumuzu geri getiremeyiz ama”
Ölen çocuklarını geri getirmenin mümkün olmadığını ancak ölümüne sebep veren kişinin cezasını çekmesi gerektiğini söyleyen baba Hasan Bağatır, “İlk duruşmaya girdiğimizde hakim sanığın tutukluluk süresini devam ettirdi ve davayı 2 ay sonraya erteledi. 2 ay sonra yeniden mahkemeye gittik, tutukluluk süresinin devamına karar verdi ve karar için 15 gün sonrasına erteledi. 3. duruşmada bize siz hiçbir şekilde karşı savunma yapmayacaksınız dediler. Karşı tarafın savunması ve gözlemi dinlenecek dendi. Biz savunma yapmadık, karşı tarafın savunmasını okudular. Daha sonra hakimler bir odaya girerek görüşme yaptılar. Görüşme sonrası geldiler, 4 yıl 9 ay ceza dediler. Ondan sonra 3 yıl 11 aya düşürdüler ve beraatını kabul ettiler. Biz hemen arkasından avukatımızla bir üst mahkemeye müracaatımızı yaptık. İnşallah bir üst mahkemedeki sonuç ne olur bilmiyorum, İzmir’de görülecek. Oradan inşallah arkamızda bütün sivil toplum kuruluşları ve büyük insanlar bizim yanımızda olur da biz de bu mahkemeden hiç olmazsa çocuğumuzun ölümünü geri getiremeyiz ama vicdanımızı rahat ettiririz. Belki çocuğumuz da yattığı yerde rahat yatar. Vicdan sahibi insanlar bizi anlayabilirse onlar bizi daha iyi anlar. 5 yaşında bir çocuk, adamın yaşı 70 diye iyi halden, yaşlılıktan beraat verilebiliyor ama ölen 5 yaşındaki çocuğu 5 yaşında diye görmüyorlar. Buna şaşırıyorum” dedi.
“Bir canın gitmesi bu kadar basit mi?”
‘Ben sadece adalet istiyorum’ diyen gözü yaşlı anne Raziye Bağatır ise, “Gerçekten bir adalet varsa, hala içimizde ufak bir şüphe bırakmayacaksa gerçekten adalet istiyorum. Kaldırımda bir çocuk asla ölmez. Hakim o cezayı verirken sadece bir çocuk için vermedi. O kaldırımda 3 çocuk vardı. 3’ü için verdi. 3’ü de ölebilirdi. Şu an Ege de ölebilirdi, Dilan da ölebilirdi. Sadece Yağız değil, 3 tane çocuğun ölümünü göze alarak karar verdi. Ben buradan sadece bir kişiye değil bütün dünyaya sesleniyorum. Ben tam 5 aydır Allah şahittir. Ben kimseden vicdan istemiyorum. Ben sadece adalet istiyorum. Buradan cumhurbaşkanına, bütün yetkili olan adliyelere, mahkemelere sesleniyorum. Onlar benden çok daha iyi biliyor bu tarz şeyleri. Sadece adalet istiyorum. Eğer gerçekten varsa adaletimiz, hani kimliğimizde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazıyor ya, biz de bu milletin bir parçasıysak bize de destek çıksınlar. Oğlumun katilini istiyorum. Ceza vermeyeceklerse bana versinler. Başka bir şey demiyorum. Benim canım gitti, can gitmesi bu kadar basit mi? Oğlum gitti gözümün nuru gitti. İkizlerdi ya ikiz. Aynı anda doğdular aynı anda yemişler aynı giyinmişler ama şuan yok. O çocuğun hayali yıkıldı. Yağız öldü, İlkim’in hayatı bitti, Ege’nin bitti. Unutur diyorlar, çoğu kişi bunu söylüyor, ‘Unutur’ diyor. Unutulmuyor, asla unutulmuyor. Evlat özlemi gittikçe daha çok yanıyor. Daha çok ateş basıyor. O mezarlıkta ne işim var benim çocuğumun başında. İlerde çocuğum benim başıma gelip dua okuması gerekiyor ama şu an ben oğluma gidip dua okuyorum” dedi.
Oğlunun fotoğrafına bakarak uzun uzun ‘Oğlum özür dilerim, oğlum senin katilin tutuklanmadı’ diye gözyaşı döken anne Bağatır’ın feryatları yürek sızlattı.
Kaza 10 Nisan tarihinde Manisa’nın Yunusemre ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana gelmişti. Kaldırımda teyzeleri Dilan Akboğa ile yürürken o sırada yoldan geçen traktör sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu traktörün altında kalan 5 yaşındaki ikiz kardeşlerden Yağız Bağatır hayatını kaybederken, Muhammet Ege Bağatır ve teyze Dilan Akboğa yaralanmıştı. Kaza sonrası sürücü M.A.T. tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Yorum Yazın