Arınç, 91 tutuklu gazetecinin tutuklu olduğunu ve 91 kişiden sadece 6\'sının basın kartının olduğunu ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Türkiye'de hiçbir gazeteci yazdığından çizdiğinden dolayı gazetecilik faaliyetleri kapsamında kalan bir işten dolayı şu anda hükümlü değildir. Eğer Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yargılanıyor veya hüküm giymişse onlar içeridedir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, JW Marriot Otel'de düzenlenen 'Türkiye-Afrika Medya Forumu'nun kapanış toplantısına katıldı. Arınç, burada gazetecilerin sorularını cevapladı. African Media İnitiative Ceo'su Amadou Mahtar Ba'nın 'Türkiye'deki tutuklu gazetecilerle' ilgili sorusuna Arınç, "Bu soru sizin için ne kadar önemliyse, Türkiye'de bize de sorulduğu için bunun cevabını vermek de o kadar önemli. Bizim anayasamızda basın hürdür sansür edilemez. Bu çok önemli bir kuraldır ve geçmişten bu yana da üzerinde çok durulur" cevabını verdi.
Son yıllarda yapılan anayasa değişikleri ve ilgili kanunlardaki değişikliklerle basın özgürlüğünü daha da artıran ve takviye eden yeni hükümlerin konulduğunu belirten Arınç, Basın Kanunu'nun 2004'te çıkarıldığını ve Basın Kanunu'ndan hiçbir gazetecinin şikayetçi olmadığını söyledi. Arınç, birtakım kuruluşların Türkiye içinde ve dışında Türkiye'de 100'e yakın gazetecinin halen tutuklu veya hükümlü bulunduğunu söylediğini anlatan Arınç, "Peki bu bir çelişki değil mi? Yani hem 'Gazetecilik veya basın hürdür' diyorsunuz hem de bu kadar sayıda bu sayı bir kaç 100 daha olabiliyor" dedi.
Türkiye'nin 30 yıldan fazla terör örgütü ve terörist faaliyetlerin kıskacında olduğunu vurgulayan Arınç, Türkiye'nin özgürleştiğini ve ekonomik gelişmesini tamamladığını anlattı. Türkiye'de terörle mücadele edildiğine dikkati çeken Arınç, şu ana kadar 10 binden fazla asker, öğretmen, polis, hakim ve savcıyı terör örgütünün öldürdüğünü belirterek, "Türkiye'de acımasız bir örgüt var iç ve dış bağlantıları var. Askerimizi polisimizi masum insanlarımıza hedef alıyor. İşte buna karşı 90'lı yılların başında çıkarılan bir 'Terörle Mücadele Kanunu'numuz var. Yani terör örgütünün bizzat propagandasını yapmakla, terör örgütüyle birlikte eylemlere katılmak, terör örgütünün dolaylı olarak eylem yapmasını temin etmek gibi suçlamalar Terörle Mücadele Kanunu kapsamındadır" diye konuştu.
"Eğer sıfatı gazeteci bile olsa bir adam, Terörle Mücadele Kanunu'na göre suçlanmış ve hüküm giymişse onun ceza alması mukadderdir” diyen Arınç, şunları kaydetti:
“Kısaca şunu söylüyorum, herkes kendi ülkesine baksın. Sizdeki yasal düzenlemeyi bilmem ama terörün kan döktüğü bir ülkede bu örgüte psikolojik destek sağlayan, propagandasını yapan kimselere karşı bir ceza müeyyidesi vardır. Türkiye'de hiçbir gazeteci yazdığından çizdiğinden dolayı gazetecilik faaliyetleri kapsamında kalan bir işten dolayı şu anda hükümlü değildir. Eğer Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yargılanıyor veya hüküm giymişse onlar içeridedir. Bir insanın gazeteci sıfatının olması ona suç işleme imtiyazı sağlar mı? Sağlamaz."
"Adi suç işleyen kişiler içeridedir. Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yargılanmışsa içeridedir” diyen Arınç, “Ama yazdığı çizdiğinden dolayı şu ana kadar Türkiye'de bir kişiden iki kişiden bahsedebilirsiniz ama yüzlerce binlerce kişi derseniz sizin aklınızdan zorunuz var demektir" diye konuştu.
Adalet Bakanlığı'nın tutuklu gazetecilerin suçlarına ilişkin verdiği bilgileri okuyan Arınç, 91 tutuklu gazetecinin tutuklu olduğunu ve 91 kişiden sadece 6'sının basın kartının olduğunu ifade etti. Arınç, "Bu kişilere suçlamalar şu, polis memurundan gasp ettiği silahla adam öldürmek, örgüt adına banka soygunu gerçekleştirmek, güvenlik güçlerine taş, sopa, molotof kokteyliyle saldırıda bulunmak" dedi. İHA
Yorum Yazın