Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Özkasap, “Manisa, ilk 6 ayda gerçekleştirdiği ve ortalama yüzde 15’ini tarıma dayalı sektörlerimizin sağladığı 2 milyar 597 milyon dolar tutarındaki ihracat ile ülkemizin en çok döviz girdisine ihtiyaç duyduğu dönem olan 2021’in sonunda, tarihinin en yüksek yıllık ihracat rakamına ve artış oranına ulaşacağının sinyalini veriyor” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımlarıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu’nun evsahipliğinde gerçekleştirilen “TOBB Müşterek Konsey Toplantısı” sonrası açıklamalarda bulunan Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Özkasap, dünya ve Türkiye gündeminde yerini alan korona virüs salgını sonrası yeni dönem, ekonomide 2021 yılı performansı ve yılın ikinci yarısından beklenen gelişmelerle ilgili değerlendirmeler yaptı.
Salgın sürecinde hem sağlık sektörü hem de ekonomi sektörü büyük zorluklarla mücadele ettiğinin altını çizen Özkasap, “Tüm dünya ile birlikte ülkemiz de salgın sürecinin getirdiği hayati ve ekonomik zorluklarla mücadele etti. Önemli kayıplar yaşadık. Ancak; toplumsal davranış ve ekonomik faaliyetler bakımından artık belirgin bir adaptasyon, zorluklara rağmen özellikle imalat sanayi, tarıma dayalı üretim ve ihracatta ekonomimizi rahatlatan çeşitli başarılar da sağladık. Şimdi, yaklaşan yeni döneme odaklanmalıyız. Yeni dönemde bizleri; sağlık risklerine karşı küresel iş birliğinin önemli aktörlerinden biri olma, Çin’in yükselen gücüne karşılık yeniden şekillendirilmek istenen ticaret sisteminde, sahip olduğumuz avantajlarımızı kaybetmeden konum alma, mevcut üretim ve tüketim yapısından kaynaklanan iklim değişikliği ile mücadelede hem kaynaklarımızı hem de küresel hassasiyette imajımızı koruma gibi dışında kalamayacağımız fakat ciddi dönüşüm ve finansman gerektiren hedefler de bekliyor” dedi.
Zor koşullara rağmen umut verici çalışmalarla yeni döneme başlangıç yapıldığına dikkat çeken Özkasap, “T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıklamalarına göre ilk çeyrekteki yüzde 7’lik büyümenin yüzde 30’unu imalat sanayi tek başına sırtladı. Yatırım harcamalarının da büyümeye katkı sağladığı görüldü. Kademeli normalleşme etapları ile rahatlayacak hizmet sektörlerinin, onlara girdi sağlayan üretim-imalat sektörlerinin ve tarıma dayalı yeni hasat sezonlarının da devreye girmesiyle, moral verici yüksek büyüme rakamlarının, henüz açıklanmayan 2. çeyrek ve yılın devamındaki diğer çeyreklerde de tekrarlanacağı tahmin ediliyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin, Genel Ticaret Sistemi (GTS) kayıtlarıyla yaptığı açıklamaya göre ise; haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47 artış ve 19 milyar 773 milyon dolar tutarıyla Türkiye Cumhuriyeti tarihin en yüksek aylık ihracat rakamına ulaşılmış oldu. İkinci çeyrekte yüzde 70 artışla 55 milyar 38 milyon dolar, yılın ilk yarısında yüzde 40 artışla 104 milyar 982 milyon dolar ve son 12 ayda 199 milyar 567 milyon dolar seviyeleri görüldü. Bu da tüm zamanların en iyisi demek” ifadelerini kullandı.
Manisa’daki güncel verileri açıklayan Özkasap, “Manisa da ilk 6 ayda gerçekleştirdiği ve ortalama yüzde 15’ini tarıma dayalı sektörlerimizin sağladığı 2 milyar 597 milyon dolar tutarındaki ihracat ile ülkemizin en çok döviz girdisine ihtiyaç duyduğu dönem olan 2021’in sonunda, tarihinin en yüksek yıllık ihracat rakamına ve artış oranına ulaşacağının sinyalini veriyor. Ticaret borsalarımızda kayda geçen tarıma dayalı iç ticaret hacmindeki ortalama yüzde 30 artışla da Manisa, yurt içi piyasalarımıza 10 milyar TL’nin üzerinde bir döngü sağlarken, Manisa’da kayda geçmese dahi ülkemiz genelindeki imalatçı-ihracatçı işletmelere de ayrıca girdi ürün ve katma değer kaynağı oluşturuyor” dedi.
Manisa’dan Ankara’ya ulaştırılan taleplerin karşılık bulmasıyla da olumlu bir tablo oluştuğunu belirten Özkasap, “TOBB bünyesinde telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilen, tüm ilçelerimizle birlikte Manisa ili oda ve borsaları olarak ilimizi temsilen katıldığımız istişare toplantılarıyla, Ankara’ya ulaştırılan tespitlerin üretimi ve istihdam piyasasını destekleyici kararlar olarak hükümetimizde karşılığını bulması. Kamu-özel sektör işbirliğinde hayata geçirilen, vergi ve sosyal güvenlik primi ödemelerindeki ertelemeler, KDV ve kira stopajlarındaki indirimler, kısa çalışma ödeneği gibi uygulamalar da son 6 ayın sonuçlarında etkili olan faktörlerden bazıları. Üretim ve ticaret süreçlerinde işler bir süre daha kolay olmayacak. Hazine ve Maliye Bakanımız Lütfi Elvan’ın katılımlarıyla gerçekleşen toplantıya aktardıklarımızdan da bahsedecek olursak; ülkemizin ihtiyacı, tüm yurt içi ve yurt dışı tedarik, üretim, lojistik ve pazarlama süreçlerinde fiyat istikrarıdır. Üretim gücü ve piyasa canlılığının korunması için haziran ayında tekrar artış gösteren enflasyonla mücadelede ikincil veri seti olarak adlandırılan yani piyasalarda hissedileni ifade eden rakamlar da dikkate alınmalıdır. Diğer bir zorluk da uygun koşullarda finansmana erişim. İşletmelerimiz için, yüksek enflasyonun bir sonucu olarak içeride TL cinsinden borçlanma maliyetleri de yüksek seviyelerde” ifadelerini kullandı.
İmalat ve ihracat sanayisinde kur nedeniyle yurt dışı alıcılara fiyat vermekte zorluk çekildiğini belirten Özkasap, İmalatçı-ihracatçı sanayimiz ise; ham madde ve emtia fiyatlarının hem dünya genelinde hem de yüksek kur nedeniyle yurt içinde arttığı son dönemde, diğer üretim maliyetleri de dikkate alındığında, yurt dışı alıcılara fiyat vermekte zorlanma veya pazarlarını rakip ülke üreticilerine kaptırma ikilemi ile mücadele ediyor. Dolayısıyla; ithal ya da kura endeksli hammadde, ara mal, yardımcı malzeme girdisi ile üretim yapan sektörlerimizin katlandıkları maliyetler ve risklere karşılık, Merkez Bankamızın uygulamadaki bağımsızlığına atıfla açıklanan denge politikalarındaki kararlılık ve TL/fiyat istikrarı ilişkisi ihmal edilmemeli. Finansman, istihdam, vergi sistemi desteklerine ve yatırım ortamının iyileştirilmesi uygulamalarına devam edilmeli. Faaliyete devam edebilmek için finansmana erişim maliyetinin çok yüksek olduğu bu dönemde İşletmelerin birikmiş KDV iadeleri en kısa sürede ödenmeli. Dış borçlanmaya gerek olmadan, döviz rezervi artışı sağlanması, TL’nin değerinin korunması ve cari fazlalı bir büyüme tablosuna ulaşılmasının en iyi yolu; dışa bağımlılığı azaltan yerli ve ihracatçı üretim sektörlerimizin sürdürülebilir iç ve dış rekabet gücüne sahip olmasının, yatırım ve faaliyetlerini öngörülebilir piyasa koşullarında gerçekleştirebilmelerinin sağlanmasıdır. Bu nedenle yurt içi üretim, tasarruf ve finansman kaynaklarımızın doğru amaçlarla kullanılması da en önemli önceliklerimiz arasında olmalı, KGF kefaleti, çeşitli Kalkınma Destekleri ve Yapılandırmalar her zamankinden daha dikkatli kullanılmalıdır. Hazine ve Maliye Bakanımızın açıklamalarında yer alan; düşük enflasyon, kur istikrarı ve bunlara bağlı fiyat istikrarı, kaliteli ve istikrarlı bir büyüme, büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığı, cari açığın kontrol altına alınması, doğru yer ve doğru işte, rekabet gücümüzü artıracak yatırımların, tasarlanacak yeni KGF ve Eximbank mekanizmalarıyla desteklenmesi gibi ekonomi politikası önceliklerinin, kısa vadeli kazanımlar uğruna vazgeçilmeyecek ortak tespitler olarak ifade edilmiş olması da destekleyici uygulamaların devamı ile istenilen ekonomi ortamına ulaşılabileceğine olan inancımızı arttırmıştır. Bizler de istişareyi ve sahanın taleplerini esas alan ekonomi yönetimimize ve katkı sağlayan tüm kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyoruz. Manisa da; çeşit ve ölçek bakımından sahip olduğu geniş üretici ve sanayici potansiyeliyle, hem iç pazara hizmet verebilen hem de ihracat pazarlarına ulaşabilen deneyimli özel sektör yapısıyla, ilgili kamu kurumlarımızın da sağladığı yapıcı uygulama destekleriyle, hedeflenen gelişmelere yine en iyi katkı örneklerini vermeye devam edecektir” dedi.
Yorum Yazın