Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Manisa’da muhtarlara yönelik yaptığı konuşmada, “10 milyon işsizimiz var. Her muhtarlığa bir kişi özel kalem müdürü olarak atanırsa mesele biter. Ne olur bu kez siz kazanmadığınız zaman başka birisi geldiği zaman muhtarlıktaki düşüncenin ve bürokrasinin sürdürülmesi açısından böyle bir kişiye ihtiyaç var” dedi.
Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Manisa’ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yunusemre ilçesinde düzenlenen programda muhtarla buluştu. Bir otelde gerçekleştirilen programda ilk olarak muhtarları dinleyen Kılıçdaroğlu, daha sonra bir konuşma yaptı. Sözlerine İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabul edilişinin 100. yılını kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu, “Bizler 100 yıldır onur ve gururla İstiklal Marşı’mızı söylüyoruz. Yazana ve besteleyene Allah’tan rahmet diliyorum. 100 yıl söyledik, yüzlerce yıl daha İstiklal Marşımızı söylemeye devam edeceğiz” dedi.
Muhtarlık kurumunun çok değerli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Muhtarlık kurumu ne kadar güçlendirilirse Türkiye’de demokrasinin alt yapısı o kadar güçlü hale gelir. Bu topraklarda yapılan ilk seçim 1833 yılında bir muhtarlık seçimidir. Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde 1833 yılında bir muhtarlık seçimi yapılmıştır. Milletvekili, başbakan, belediye başkanı seçimi değil ama bu topraklarda yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. 1833 yılını hiçbir muhtar arkadaşımın unutmasını istemem. Siyasetçilerin de unutmasını istemem. Muhtarlara bütün siyasi kurumların saygı göstermesi gerekiyor. Bugün 82 ayrı kanunda 354 maddede muhtar adı geçer. 82 kanunu ne siz bilirsiniz ne ben bilirim. 354 maddeyi ne siz bilirsiniz, ne ben bilirim. Bir kanun çıkar muhtarlara yetki verilir, görev verilir ama muhtarların bundan hiç haberi olmaz. Muhtarlar için temel bir kanuna ihtiyacımız var. Muhtar bunu alıp masasının üstüne koyacak. Yetkiler, sorumluluklar görevler kanunda yazılı olacak. Muhtarlar da bunu bulacak. Kanun çıkıyor muhtarın haberi yok, genelge çıkıyor muhtarın haberi yok. Muhtar bulunduğu bölgenin yöneticisi, nasıl haberi olmaz? Bu tür düzenlemeler yapılırken mutlaka muhtarların görüşü alınmalı. Türkiye Muhtar Birliği olmalı. Türkiye Belediyeler Birliği var. Bir kanun çıkarken belediyeler birliğinden görüş alınabiliyor, bütçeleri var. Niye Türkiye Muhtarlar Birliği yok? Siz sayısal olarak çok daha fazlasınız. Bir Türkiye Muhtarlar Birliği olması lazım. Bir düzenleme yapılacaksa Türkiye Muhtarlar Birliğine sorulması lazım. Mevcutta çok parçalı bir yapı var. Bir sürü dernek var. Parçalı yapı sizin gücünüzü azaltır. Elbette siyasi görüşlere saygılı olmak gerekiyor. Her siyasi görüşe gidip oy verebilirsiniz. Ancak ortak bulunduğunuz mahalle ve köylerde sorunları çözmek için ortak bir ses çıkarmanız gerekiyor, o da bu tür birliklerden geçer. Seçimler olur gideriz, kabine gireriz, milletvekili listeleri vardır. Seçime kim giriyorsa onun ismi vardır. Yani birleşik oy pusulası vardır. Muhtarlar için neden birleşik oy pusulası yok? Siz değersiz misiniz, niye sizin birleşik oy pusulanız yok? Giriyorsunuz kabine, mahallenizdeki bir muhtar adayına oy vermek istiyorsunuz ama benden önce giren onun oy pusulasını almış cebine koymuş gitmiş. Arıyorsunuz yok. Niye sizin birleşik oy pusulanız yok. Milletvekiline oy kullanan halk, muhtar için de kullanıyor. Siyaset kurumu muhtarlığa önem vermiyor. Önem vermeyeni ne yapacaksınız, kendinize önem verilmesi için ‘birleşik oy pusulası getirmezseniz kusura bakmayın arkadaşlar oy vermeyeceğim’ diyeceksiniz. Ben sizin hakkınızı savunurken, siz de kendi hakkınızı savunacaksınız. Birleşik oy pusulası, siyaset kurumunun size duyması gereken bir saygının gereğidir. Bunu istemeniz lazım” dedi.
Her muhtarlığa bir özel kalem önerisi
Muhtarlara yönelik projelerini anlatmaya devam eden Kılıçdaroğlu, “Muhtarlık evi. Bunu söylediğim zaman bir çok muhtar arkadaş, ‘Olur mu ya bir de muhtarlar için özel bir ev mi olacak’ Niye olmasın, bizim pek çok belediyemiz muhtarlar için özel yerler yaptı. Herkes bilir ki bu bina muhtara ait üzerinde tabelası var. Oturacağınız yer bile belli değil arkadaşlar. Niye yok? Devlet bunu yapamaz mı? Yasal olarak yeri olmayan tek makam muhtarlıklar. Bazı yerlerde kiralık oluyor. Muhtar kiralamak zorunda kalıyor. Vatandaşın dilekçesi vardır, gelen evraklar vardır, yazışmalar vardır, yaptığınız yardımlar vardır, alınan bağışlar vardır. Bu da bir bürokrasidir. Tek başına bunu yapmaya çalışıyorsunuz. Niye bir yardımcınız yok? Milletvekillerinin 3 tane danışmanı var. Belediye başkanlarının zaten bir kadrosu var. Muhtarlar için bir kişi yardımcısı olsun. İzne ayrılıp gittiği zaman o muhtarlığı kapatacağına bir kişi orada otursa ne olur? Ve bunlar üniversite mezunu olsa ne olur? 10 milyon işsizimiz var. Her muhtarlığa bir kişi özel kalem müdürü olarak atanırsa mesele biter. Ne olur bu kez siz kazanmadığınız zaman başka birisi geldiği zaman muhtarlıktaki düşüncenin ve bürokrasinin sürdürülmesi açısından böyle bir kişiye ihtiyaç var. Bu söylediklerim hayal mi, hayal değil. Olması gerekiyor. Niye muhtarlıkların bu kadar üzerinde duruyorum. Nedeni şu: memlekette demokrasi iflas etmek üzere. İnsanlar düşüncelerini korkudan söyleyemiyor. Acaba şu toplantıya gidirsem başıma bela gelir mi diye düşünüyor. Şu twiti atarsam hapse girer miyim diye korkuyor. Bu yüzden muhtarlıkların güçlenmesi lazım. Siz güçlendiğinizde Türkiye’nin bütün demokrasisi güçlenir. Muhtarlık bütçesini ilk dile getirdiğimde muhtar arkadaşlarımın büyük bir kısmı inanmamıştı. Muhtarlığın bütçesi mi olur? Niye olmasın arkadaşlar. Kaynak da var. Emlak vergisi almıyor mu belediyeler, alıyor. Emlak vergisi alırken o binalarda yaşayan halk aynı zamanda sandığa gidiyor mu gidiyor, belediye başkanına oy veriyor mu veriyor, muhtara da oy veriyor. Oradaki emlak vergisinin tamamın kime veriyorsunuz, belediyeye. Niye en az yüzde 1’ini muhtarlık bütçesi olarak ayırmıyorsunuz? Ben eski maliyeciyim. Muhtara bütçe tahsis ettiğiniz zaman o bütçe ayrıca denetlenir. Muhtar arkadaşımız o parayı harcarken yanındaki görevliye, az önce söylediğim üniversite mezunu özel kalem arkadaşımız da hesapları tutmalı. Bir şeyi öneriyorsanız ikinci şey de onu tamamlamalısınız. Sosyal yardımların muhtarlar aracılığıyla dağıtılması lazım. Sosyal yardımlar sosyal devletin görevidir. Yapmak zorundadır zaten. Muhtar da parti kimliğiyle seçilmez .Dolayısıyla muhtarlığın arkasında siyasal bir destek yoktur. Devleti yönetenler sosyal yardımları muhtarlar aracılığıyla yaptırırlarsa yardım yerine ulaşmış olur. A partili, B partili ayrımı anlayışı olmaz” diye konuştu. Ancak Kılıçdaroğlu Türkiye’de görev yapan 50 bin 278 muhtar için teklif ettiği bir kişi çalıştırılması ile alakalı yıllık 2.7 milyar tl asgari ücret üzerinden ödeme için gerekli meblağın kaynağını göstermedi.
“Belediye meclislerinde muhtarlar da olmalı”
Özellikle mahalle muhtarlarının belediye meclislerinde mahalleleriyle ilgili alınan kararlarda belediye meclislerine katılması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Özellikle mahalle muhtarları. Mahalle muhtarları bakar ki belediye meclislerinde mahallesiyle ilgili karar alınmış mahalle muhtarının haberi yok. Olması gereken ne? Muhtarın mahallesiyle ilgili bir karar alınacaksa o kararın görüşüldüğü meclise muhtar katılmalı ve söz sahibi olmalı. Ona söz hakkı verilme mecburiyeti olacak. Sen mahalleyle ilgili karar alıyorsan muhtara danışacaksın. Onun görüşlerini alacaksın. Kürsüde konuşmasını yapmalı. Oylama sırasında muhtarın da oylamaya katılması gerekli. Böylece belediye meclisinde mahallesiyle ilgili söz hakkı olmalı. Bu talebi de dile getirin. Muhtarlar seçimle geliyor. Bir belediye bir kamu kuruluşla ortak işbirliği yapabilir ama muhtarlıkla yapamaz. Yasaktır kanunla. Niye yasak? Seçimle geldiniz ama kanun yazmıyor. Türkiye Muhtarlar Birliği yok ki ortak seçilsin. Bir dönem hiç para verilmedi size. Sonra size bir para veriyorlar adı maaş değil, ödenek. İzne ayrıldığınız da o da kesiliyor. Milletvekili, başkanlar, izne ayrıldığı zaman kesiliyor mu hayır. Neden bunu talep etmiyorsunuz? Türkiye Muhtarlar Birliği olsa bunu dile getirisiniz. Bu olsa dersiniz ki bizim talebimizi yerine getirmeyen siyasi partiye oy vermeyeceğiz deyin. Sizden isteğim kendi haklarınıza sahip çıkın. Onları size vermeyenden hesap sorun. Sizden oy istemeye gelmedim. Sizin haklarınızı size teslim etmiyorlarsa ve sizi ikinci sınıf vatandaş görüyorlarsa bu yanlıştır” diye konuştu.
“Siyasetin görevi sorunları çözmektir sorun oluşturmak değildir”
Bütün yaşanan olayları etnik kimler üzerinden değil sosyal kimlikler üzerinden değerlendirdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Ben bütün olaylara sosyal kimlikler üzerinden bakıyorum etnik kimler üzerinden değil. Muhtarlar bir sosyal kimliktir, esnaf bir sosyal kimliktir. Muhtarlıkların sorunu var çözülmesi gerekiyorsa her siyasi kimlikten muhtar var. Etnik kimlik üzerinden yaşam tarzı üzerinden veya inanç sistemi üzerinden siyaset yapanların vatana faydası yoktur. Kimsenin annesini babasını seçme hakkı yoktur ama belli bir yaşa geldiğimizde ellerini öperiz. Muhtarın sorunu varsa çözeceksin, işçinin sorununu çözeceksin, memurun sorununu çözeceksin bunlar sosyal kimlerdir. Siyasi olarak biz böyle yaparsak hem sorunları çözeriz hem de kavgayı bitirmiş oluruz. Siyasette kavga toplumda gerilime ve zaman kaybına neden oluyor. Siyasetin görevi sorunları çözmektir sorun oluşturmak değildir. Siyaset sorun oluşturuyorsa o siyaset başarılı bir siyaset değildir. Benim görevim sizin sorunlarınızı seslendirmektir. Biz muhtarlık kanunu hazırladık. Tek bir muhtarlık kanunu olsun diye. Tüm muhtarlık derneklerine gönderdik ve bu teklifi meclise getirdik. Çoğu muhtarımızın haberi olması lazım ama bundan birçoğunuzun haberi yok bu sizin kabahatiniz değil. Bizim kabahatimiz. Meclisten muhtarlık bütçesi için pay ayrılabilir. Bir sürü icra mektubu geliyor size gidin dağıtın diye siz posta memuru musunuz? Posta memuru bunu dağıtırken maaş alıyor mu alıyor, sosyal güvencesi var mı var. Aynı şeyi size bedava yaptırıyorlar. Ona bu hakkı veriyorsa aynı işi yapana da bu hakkı vermelisin. Emekli maaşınız da çok düşük. Emeklilikte yaşa takılanlar ona da değindik. Muhtarlık seçiminden seçilemediniz, seçimi kaybettiniz ne yapacaksınız? İşsizlik maaşı mı alacaksınız? Neyden faydalanacaksınız. Aile Destekleri Sigortasını hiç duydunuz mu? 1971 yılında Aile Destekleri Sigortasını çıkaracağına dair kanun çıkarmış bu ülke. 50 yıldır bu kanun çıkmadı. Aile Destekleri Sigortası olsa ne olacak? Fakir diyecek ki ‘Ey devlet ben fakirim ihtiyacım var’ diyecek. Bu var mı Türkiye’de yok. Bunu dillendiren kim biz. Eğer fakir fukaranın hakkını savunuyorsanız bu kanunun çıkması lazım. 21. Yüzyılın Türkiye’sinde kadınlar pazardan gidip artıkları toplamaması lazım. Bu büyük bir ayıptır. Herkes görevini yerine getirdiğinde ülkede huzur olur bereket olur. Muhtarlar güçlü olduğunda demokrasi de güçlü olacaktır. Muhtarlar her kesime ilk ulaşan kişilerdir. Muhtarlar hakkı hukuku gözetmesi lazım. O zaman cennet gibi bir ülkede yaşamış oluruz" dedi.
Öte yandan pandemiye rağmen yoğun kalabalığın bulunduğu salonda, sosyal mesafe kuralları sık sık ihmal edildi.
Toplantıya, muhtarların yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir ve Manisa milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, ilçe başkanları ve parti yöneticileri katıldı.
Yorum Yazın