Arama kurtarma ekiplerini bekleyen tehlike: Sarkoidoz
Uzun süre enkazda arama kurtarma çalışması yapan kişileri öksürük, halsizlik ve eklem ağrıları gibi sıkıntıların beklediğini söyleyen Prof. Dr. Şevket Özkaya, "Sarkoidoz olarak tanımlanan bu rahatsızlık, tedavi edilmezse uzun vadede de ciddi sıkıntılara sebep oluyor" dedi.
Türkiye, yüzyılın afeti diye tanımlanan 11 il, yüzlerce ilçe ve köyü yerle bir eden tarihin en büyük depreminin yaralarını sarmaya çalışıyor. 100.000 kilometrekareden fazla bir alanda on binlerce sivil, asker, gönüllülerden oluşan kurtarma görevlileri ilk günlerden itibaren arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Saatlerce süren kurtarma operasyonlarında enkazlara girdiler ve enkaz başlarında beklediler. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevket Özkaya hem enkaz altından çıkan hem de enkaz başında yakınlarını bekleyen vatandaşlarımız dahil tüm kurtarma ekiplerinin uzun dönemde “Sarkoidoz” tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna değindi.
Bu tehlikenin 1999 depreminde bilinmediğini dile getiren Prof. Dr. Şevket Özkaya, 9 Eylül 2001'de Amerika'da ikiz kulelere yapılan saldırıdan sonra arama kurtarma için enkaza giren itfaiyecilerde görüldüğünü dile getirdi. Enkaza giren itfaiyeci ve kurtarma ekiplerinde uzun dönemde özellikle akciğerleri etkileyen, tüm vücudu da tutabilen hastalıklar gözlendiğini, “Sarkoidoz” olarak tanımlanan bu hastalığın, şu günlerde ülkemizde de risk haline geldiğini ifade eden Prof. Dr. Şevket Özkaya, " Sarkoidoz, sebebi bilinmeyen ama çevresel faktörlerin etkisi ile ortaya çıkan bir akciğer hastalığıdır. İlk kez bu kadar çok insanı etkileyen ve enkazlarda çalışan binlerce arama kurtarma ekibinin olduğu bir o a kadar enkaz başında bekleyen vatandaşlarımızın olduğu bir dönem yaşıyoruz. Uzun süreceğe de benziyor. Enkaz partiküllerine maruz kalan bu vatandaşlarımızın uzun dönemde öksürük, nefes darlığı, halsizlik ve eklem ağrıları gibi şikayetleri olursa mutlaka doktora görünmeleri ve röntgen çekilmeleri gerekir. Sağlık durumları yakından takip edilmeli” diyerek uyardı.
Prof. Dr. Özkaya, kendisine en çok iletilen sorulardan birinin de çevre felaketi olarak enkazlarda asbest maruziyeti olup olmayacağı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Özkaya, “Asbest riski yok. Çünkü asbest maruziyetine bağlı kanser gibi akciğer hastalıklarının gelişmesi için asbest içeren yıkım materyallerine yıllarca maruz kalmak gerekiyor. Bu yüzden bu depremden sonra enkazdan asbest maruziyetine bağlı hastalıkları beklemiyoruz” diyerek konu hakkında endişelenlerin rahat olmalarını iletti.
Afet bölgesinde şu anda salgın tehlikesini olmadığını dile getiren Prof. Dr. Özkaya, ancak özellikle çocuklarda olmak üzere havaların soğuk olması nedeniyle akut bronşit ve akciğer enfeksiyonlarına bağlı ateş ve öksürük görüldüğüne dikkat çekti. Bölgede yeterli derecede sağlık hizmeti ve ilaç bulunduğu için hayati tehdit eden bir enfeksiyon da bulunmadığına dikkat çekti.
Yorum Yazın