Manisa’da eşine aldığı sıfır otomobilin şoför koltuğundaki tozu silmek isterken döşeme altından eline saplanan 7 santimetrelik falçatayla hayatının şokunu yaşayan adam, otomobil firması hakkında suç duyurusunda bulundu. Olay yaşandıktan sonra davacı olmayacağını beyan eden talihsiz adam firmanın kendileriyle dalga geçer gibi davranması üzerine duruma tepki göstererek hukuki yollara başvurdu.
Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yaşayan 3 çocuk babası 47 yaşındaki Alpaslan Tosun eşi Semiha Tosun için aldığı Renault Clio marka sıfır otomobilde hayatının şokunu yaşadı. Arabayı aldıktan 17 gün sonra şoför koltuğunda bir toz fark eden ve tozu çırpmak için elini kullanan Alpaslan Tosun biranda parmağındaki acıyla irkildi. Kanlar içinde kalan parmağında derin bir kesik oluşan Tosun elinin nasıl kesildiğini anlamak için koltuğa baktığında döşeme altında bir kesici cisim fark etti.
"Dalga geçtiler"
Durumun firmaya aktarılmasının ardından koltuğunun yeni bir koltukla değiştirildiğini ve sonrasında yaşananları ise kendisinin bile anlamakta güçlük çektiğini kaydeden Tosun, “27 Eylül Pazar günü saat 16.00-17.00 arasında şuanda içinde bulunduğumuz ve eşime ait olan aracın içine bir şeyler koymak için aşağıya indim. Şoför koltuğunda ince bir toz tabakası gördüm. Tozu çırpayım derken elim acı içinde kaldı. Elime baktığımda ciddi bir kanama tespit ettim. Sağ olsunlar komşular yardımcı oldular. Kanamam durduktan sonra arabaya geri döndüm. Sebebini araştırdığımda şoför koltuğunda oturma yeriyle yaslanma yeri arasında yaslanma yerinden dışarı doğru kesici bir cisim çıktığını gördüm. Hemen bir bezle o bölgeyi kapattım ve eşime o bezi kaldırmamasını ve yarın yetkili servise gitmesini ve baktırmasını söyledim. Daha sonra eşim yetkili servise gitti. Ben de kontrol için doktora gittim. O sırada eşim arabayı teslim ettiğinde içeriden kesici bir cisim çıkmış. Söyledikleri kadar biliyorum 7 santimetre uzunluğunda bir falçata bıçağı çıkmış koltuğun içinden. Daha sonra olay bizim açımızdan kapandı bir sıkıntı olmadı. Salı günü sabah eşimi tekrar aramışlar. Bu durumun arabayı üreten firmada ciddi bir infial uyandırdığını söylemişler ve arabanın fotoğraflarını istemişler. Eşim koltuk fotoğrafını gönderdikten 3 saat sonra Bursa’dan yeni koltuk geldi. Yeni koltuğun montajını yapmışlar. ’Olay bizim için bitti, kapandı teşekkür ederiz’ dedik. Daha sonra koltuk montajını yapan şahıs beni aradı. ’Davacı olup olmayacağımız’ konusunda bilgi istedi. Olayın bizim açımızdan bir sorun teşkil etmediğini ve böyle şeylerin olabileceğini söyledik. Daha sonra üretici firmayla bir sözleşmeleri varmış bu sözleşme aksarsa sözleşmenin feshedileceğini 700 kişinin işten çıkacağını söylediler. Ben de ’olay bizim için kapanmıştır sorun yok’ dedim. Sonra birkaç gün daha sürekli aradılar. Bursa’daki üretim tesislerine davet ettiler bizi hatta koltuklarla ilgili de bir jest yapacaklarını söylediler. Teşekkür ettim, gerek yok dedim. ’Yedireceğiz, içireceğiz, gezdireceğiz’ falan dediler. Dedim ki ’biz karnı tok insanlarız yemeyle içmeyle bir sıkıntımız yok’ dedim. Daha sonra fabrikayı gezdirelim deyince benim 3 tane çocuğum var. Birisi de yeni üniversiteyi yeni kazandı. Üretim tesisini gezmek hoşumuza gider, gidelim dedik madem davet ediyorlar tekliflerini kabul ettik. Daha sonra Cuma günü öğlene doğru aradılar. ’Konu bizim için kapandı gelmenize gerek yok’ dediler. Dedim ki ’jesti yapmak isteyen sizsiniz, davet eden sizsiniz, her şeyi taahhütte bulunan sizsiniz, gelmeyin diyen sizsiniz. Siz dedim dalga mı geçiyorsunuz. Bu basit bir konu değil. Dalga geçiyorsunuz bizimle’ dedim. Ondan sonra ‘konu bizim için kapandı’ dediler ve irtibatı kestiler. Ben de ondan sonra hukuki süreci başlatmaya karar verdim. Şuanda avukatımıza vekaletnameyi verdik, kısmetse savcılığa suç duyurusunda bulunacak.” dedi.
Aracın sahibi Semiha Tosun ise bu durumun çok daha ciddi sonuçlara da sebebiyet verebileceğini belirterek şunları söyledi: “Pazartesi günü sabahtan kesici aleti çıkarttılar serviste. Ertesi gün sabah tekrar beni aradılar ve öğle saatlerine kadar yeni koltuk elimize ulaştı. Koltuk değişimini yaptılar. Oldukça endişelendim çünkü araba daha 300 kilometredeydi. İlerleyen vakitlerde insanlık hali bir kaza olur yada sert bir frene basılsa farklı noktalara da isabet edebilirdi. Çünkü tam omurilik hizama geliyordu.”
Yorum Yazın