Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni kuşaklarca öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisan'lar önemlidir. Bu nedenle önemine yaraşır biçimde kutlanmalıdır. Ne Atatürk'ten, ne de kurduğu Cumhuriyet'ten vazgeçeriz denilmelidir.
Köhnemiş bir imparatorluktan genç bir Cumhuriyet kurmayı başarmış olan Atatürk tüm çağdaşları unutulmuş gitmişken dünyanın adı ve anısı yaşatılan, sevgisi azaltılamayan, saygı gören tek lideridir. Bunu unutmayalım. Unutturmak isteyenlere kanmayalım.
23 Nisan, 1979'da, altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşınmıştır. Bu ulusal bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının konuğu olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir. 23 Nisan sadece Türk Çocukları'nın değil tüm Dünya Çocukları'nın da bayramı olarak görülmeli ve öyle kutlanmalıdır.
Osmanlı imparatorluğu döneminde egemenlik padişahta idi. Padişah ülkeyi dilediği gibi yönetirdi. İmparatorluğun son yıllarında padişahlar rahatlarını düşündüler. Bu özlem içinde olanlar her dönemde ve her ülkede mutlaka olmuştur ve olacaktır. Padişahlık anlayışının öne geçtiği ülkelerde yurdun bakımsız kaldığı, ülkenin sorunlarının yüzüstü bırakıldığı ve büyüdüğü, ancak görkemli sarayların yapıldığı, keyfiliğin ve saltanatın öne çıktığı hep görülmüş ve yaşanmıştır.
Yurdumuzun İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, İtalyanlar tarafından paylaşıldığını Osmanlı İmparatorluğu'nun "hasta adam" olarak görüldüğünü okuduğumuz tarih kitaplarından biliyoruz. Padişah ve yandaşları ülkenin paylaştırılmasına ses çıkarmadılar. Mustafa Kemal Paşa Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için İstanbul'dan Samsun'a 19 Mayıs 1919 günü çıktı. Samsun'dan Amasya'ya, oradan Erzurum'a ve Sivas'a gitti. Sivas ve Erzurum'da kongreler topladı. Mustafa Kemal Paşa egemenliğin ulusta olduğuna inanıyordu. Bu inançla «Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da Ulusal Egemenlik'tir» diyordu. Yurdun dört bir yanından seçilip gelen temsilciler, milletvekilleri Ankara'da 23 Nisan 1920 günü toplandılar. O yıllar ülkemiz yokluk yoksulluk içindeydi. Milletvekillerinin oturduğu sıralar bir okuldan getirildi. Meclis gaz lambası ile aydınlanıyor, soba ile ısınıyordu. Top seslerinin Ankara'da duyulduğu zamanlarda bile meclis düzenli toplandı. Ulusal Kurtuluş Savaşımız'la ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde ulusumuz dünyaya Ulusal Kurtuluş Savaşı dersi verdi. Ezilen uluslara kurtuluş yolunu açtı. Bağımsızlık savaşının öncüsü olan kurtuluş savaşımız yeryüzünün öteki uluslarına örnek oldu. 23 Nisan 1920 ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür. Bugün Milli Egemenlik Bayramı'mızdır. 23 Nisan gibi milli bayramlarımızın önemli bir anlamı daha vardır: Bu bayramlar, birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz, millet olarak tasada ve kıvançta bir olduğumuz günlerdir. Bugün de bizlere bu cennet vatanı, canları ve kanları pahasına emanet eden atalarımızın emanetlerini nasıl daha iyi koruyarak ve geliştirerek, yarınlara taşıyabileceğimizi konuşmalıyız, diye düşünüyorum 23 Nisan'ı çocuklarımıza anlatmalıyız. Anlatmalıyız ki, gelecek kuşaklar uyanık, kararlı ve bilinçli olabilsinler. Tarihi mirasımızı koruma ve kollama konusundaki ödevlerini yerine getirebilsinler. Bu duygularla, bütün çocuklarımızın 23 Nisan Bayramı'nı, ne Atatürk'ten ne de kurduğu cumhuriyetten vazgeçmeyeceğimizi belirterek kutluyorum...
Köhnemiş bir imparatorluktan genç bir Cumhuriyet kurmayı başarmış olan Atatürk tüm çağdaşları unutulmuş gitmişken dünyanın adı ve anısı yaşatılan, sevgisi azaltılamayan, saygı gören tek lideridir. Bunu unutmayalım. Unutturmak isteyenlere kanmayalım.
23 Nisan, 1979'da, altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşınmıştır. Bu ulusal bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının konuğu olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir. 23 Nisan sadece Türk Çocukları'nın değil tüm Dünya Çocukları'nın da bayramı olarak görülmeli ve öyle kutlanmalıdır.
Osmanlı imparatorluğu döneminde egemenlik padişahta idi. Padişah ülkeyi dilediği gibi yönetirdi. İmparatorluğun son yıllarında padişahlar rahatlarını düşündüler. Bu özlem içinde olanlar her dönemde ve her ülkede mutlaka olmuştur ve olacaktır. Padişahlık anlayışının öne geçtiği ülkelerde yurdun bakımsız kaldığı, ülkenin sorunlarının yüzüstü bırakıldığı ve büyüdüğü, ancak görkemli sarayların yapıldığı, keyfiliğin ve saltanatın öne çıktığı hep görülmüş ve yaşanmıştır.
Yurdumuzun İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, İtalyanlar tarafından paylaşıldığını Osmanlı İmparatorluğu'nun "hasta adam" olarak görüldüğünü okuduğumuz tarih kitaplarından biliyoruz. Padişah ve yandaşları ülkenin paylaştırılmasına ses çıkarmadılar. Mustafa Kemal Paşa Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için İstanbul'dan Samsun'a 19 Mayıs 1919 günü çıktı. Samsun'dan Amasya'ya, oradan Erzurum'a ve Sivas'a gitti. Sivas ve Erzurum'da kongreler topladı. Mustafa Kemal Paşa egemenliğin ulusta olduğuna inanıyordu. Bu inançla «Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da Ulusal Egemenlik'tir» diyordu. Yurdun dört bir yanından seçilip gelen temsilciler, milletvekilleri Ankara'da 23 Nisan 1920 günü toplandılar. O yıllar ülkemiz yokluk yoksulluk içindeydi. Milletvekillerinin oturduğu sıralar bir okuldan getirildi. Meclis gaz lambası ile aydınlanıyor, soba ile ısınıyordu. Top seslerinin Ankara'da duyulduğu zamanlarda bile meclis düzenli toplandı. Ulusal Kurtuluş Savaşımız'la ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde ulusumuz dünyaya Ulusal Kurtuluş Savaşı dersi verdi. Ezilen uluslara kurtuluş yolunu açtı. Bağımsızlık savaşının öncüsü olan kurtuluş savaşımız yeryüzünün öteki uluslarına örnek oldu. 23 Nisan 1920 ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür. Bugün Milli Egemenlik Bayramı'mızdır. 23 Nisan gibi milli bayramlarımızın önemli bir anlamı daha vardır: Bu bayramlar, birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz, millet olarak tasada ve kıvançta bir olduğumuz günlerdir. Bugün de bizlere bu cennet vatanı, canları ve kanları pahasına emanet eden atalarımızın emanetlerini nasıl daha iyi koruyarak ve geliştirerek, yarınlara taşıyabileceğimizi konuşmalıyız, diye düşünüyorum 23 Nisan'ı çocuklarımıza anlatmalıyız. Anlatmalıyız ki, gelecek kuşaklar uyanık, kararlı ve bilinçli olabilsinler. Tarihi mirasımızı koruma ve kollama konusundaki ödevlerini yerine getirebilsinler. Bu duygularla, bütün çocuklarımızın 23 Nisan Bayramı'nı, ne Atatürk'ten ne de kurduğu cumhuriyetten vazgeçmeyeceğimizi belirterek kutluyorum...
Facebook Yorum
Yorum Yazın