İçinde hareket ettiğimiz, yaşadığımız, türlü duygu ve düşüncelerle uyuyup uyandığımız dünyamız, her an muhteşem bir hızla uzay boşluğundaki yolcululuğunu devam ettiriyor. Dünya, muhteşem yıldızımız Güneşin etrafında dönerken, Güneş sistemi ile birlikte Samanyolu Galaksisinin içinde dairesel bir yörüngede de yolculuk yapıyor. Düşünsenize her an akıp giden bir kürenin üzerinde, üst üste binmiş kaç dairesel hareketi yapıyoruz uzayda… Her birinin periyotu ise bambaşka uzay/zaman aralığında. Ne muhteşem bir yolculuktayız her an!
“Yukarıdaki neyse, aşağıdaki odur” Bu tüm kadim geleneklerde kabul edilen bir doğa yasasıdır. Ne kadar büyüleyici… Uzay boşluğunda dairesel yörüngelerle dönen kürelere çok benzeyen hareketiyle atom da en az onlar kadar esrarengiz ve büyüleyici. 1900’lerin ortalarına kadar bölünemeyeceği sanılıyordu. Bu nedenle eski Yunanca “Bölünemez” anlamına gelen “Atomus” kelimesi ona uygun görülmüş. Gökyüzündeki kürelerle, aynı dinamiklerle çalışan minik bir evreni içinde taşıyor, atom.*
İşte gökyüzündeki kürelerin minyatürü olan çelikten yapılmış, ışıldayan atom yapıtını görmek ve içinde dolaşmak bu nedenle etkileyici bir deneyim oldu benim için. Uzaya erişemesek de benzeri de küçücük hayatımızın, daha büyük ve görkemli bir şeyin parçası olduğunu hatırlamamızı sağlıyor. Avrupa Birliği’nin başkenti olan Brüksel’de 1958 yılında fuar için yapılmış ilkin. Ancak bu kadar ilgi görünce kalmasına karar verilmiş. Bu eserin mimarı dünyaca ünlü mühendis Andre Waterkeyn ve ayrıca Jean Polak da mimar olarak katkıda bulunmuş. Atom 102 metre boyunda tasarlanmış. Çapı 18 metre olan 9 adet küre bulunuyor. Küreleri birbirine bağlayan tüp geçitlerin ise en kısası 23m, en uzunu 29 m uzunluğunda ve 3 m çapında. Kürelere tüplerin içinden geçerken ışık, renk ve ses efektleri bilim-kurgu filmlerinde olduğunuzu sanmanıza neden oluyor. Kürelerin içinde ise atomun-proton-nötron hareketlerini, sanki içindeymişçesine yaşatan ışık-renk-ses-efekt-müzik ve anlatım yapılan harika üç boyutlu sunumlar var. En tepeye bir asansör aracılığı ile çıktığınızda 365 derece şehri görebiliyor, dilerseniz en tepedeki restoranda bir şeyler yiyebiliyorsunuz. İlk küreler ise daha çok sergi alanı. Kuruluşu, yapılması, ilk çizimler, atom hakkında bilgiler sergileniyor.
Tabi çok ilgi gören bu yapıyı ziyaret edebilmek için çok uzun bir bekleme kuyruğuna girmek gerekiyor. Ve bu sırada birkaç dilde yazılmış ve çizgi film karakterleri ile resmedilmiş, İnsan hakları bildirgesinin maddelerini okumak, üzerinde düşünmek için çok vakit de oluyor. Eğer bu kurallar duvarlarda değil de aklımızda ve kalbimizde yazılı olsa idi Dünya yaşanır bir yer olurdu. Hırs, güce sahip olma ve adalet eksikliği, azınlık mutlu yaşarken -çoğunluğun acı bedeller ödemesine neden oluyor.
Eğer sorgular iseniz bir yolculuk bazen birçok kitap okumaya karşılık geliyor kuşkusuz. Anılarımda özel bir yere sahip olacak Atomıum’dan geriye kalan ne diye sorarsanız; Biz çok küçüğüz, sınırlıyız ama sonsuz büyüğün parçasıyız. Aynı doğa yasalarına ve görkeme sahibiz. Ara sıra da olsa kendimizi tekrarladığımız rutinimizden dışarı çıkıp, bakış açımızı değiştirdiğimizde gücümüzü, sevgimizi harika şeyler yaratmaya yönlendirebileceğiz.
Emel Eva Tokuyan
*Merak edenler için küçük bir not: Elementlerin tüm özelliklerini gösteren en küçük parçaya atom denir. Atom birleşerek molekülleri oluşturur. Atom maddenin fiziksel ve kimyasal tüm özelliklerini taşır. Maddeyi meydana getiren atomlar sürekli hareket ederler. Sıcaklık arttıkça hareket de artar, ısı azaldıkça hareket azalır. -273derecede ise durur. Bu ısı derecesine mutlak sıfır denir.
Atomun yapısında çekirdek ve etrafındaki yörüngelerde dolaşan elektronlar vardır. Bir atom büyük oranda boşluklardan oluşur. Çekirdek küçük olmasına rağmen asıl kütleyi oluşturur. Çekirdeğin içinde, proton ve nötron vardır. Elektron ise çekirdeğin etrafındaki katmanlarda bulunur. Atomun değişik durumlarda ortaya çıkan birçok parçacığı da var: Positon, meson, neutrıno, deuteron, triton, alfa zerrecikleri, gama ışınları.
Atom maddenin en küçük yapı taşı olmasına rağmen gözle görülemez. Tek tek ağırlığı ölçülemez. Duyu organları tarafından algılanamaz. Atom modellerini ortaya koyan kişiler derseniz, geçmişten günümüze; Democritus MÖ 400, Dalton, Thomson, Rutherford, Bohr, Kuantum Atom modeli ve modern atom modelinin öncüleri Heısenberg, Schrödlinger, De Broglie
İlginç olan kuramlardan olan Heisenberg belirsizlik ilkesi : Bir taneciğin nerede olduğu kesin olarak biliniyorsa, aynı anda taneciğin nereden geldiği ve nereye gittiğini kesin olarak bilemeyiz. Benzer şekilde taneciğin nasıl hareket ettiğini biliyorsak, onun yerini tam olarak bilemeyiz. Aynı anda yeri ve hızı ölçülemez. Bu da atom hakkında daha yolun başında olduğumuzu düşündürüyor. Öğrenecek, keşfedecek çok şeyimiz var.
Facebook Yorum
Yorum Yazın