Çevre Hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış ye kuşak haklarımızdan birisi. Anayasa, Madde 56 Aynen şöyle: Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Demek ki, neymiş? Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız varmış. Çevre sağlığını korumak devletin ve vatandaşın göreviymiş. Etkin yurttaşlar olarak sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızı savunmak gibi önemli bir görevimiz var.
Ben, soran sorgulayan araştıran etkin bir yurttaş olmak için çaba gösteriyorum. Bu nedenle, okulların ve konutların olduğu yerde, Atıksu Arıtma Tesisi olmasın istiyorum. Bu düşüncemi, basın ve sosyal medya aracılığı ile paylaşınca gördüm ki, etkin yurttaşların sayısı hiçte az değilmiş. “Güzelyurt Güzel Kalsın” facebook sayfamızla 10 günde 20 bin kişiye ulaştık. Sosyal Medyanın gücünü ve yurttaşların duyarlılığını birlikte gördük. Sosyal Medyanın gücü de güzel, vatandaşlarımızın duyarlılığı da.
Arıtma Tesisinin, konutların ve okulların bulunduğu alanda kalmasını savunanlar, “Konutlar yokken o tesis vardı” diyorlar. Söyledikleri doğru ancak tesis yapılırken, tesisin ileride konutların ve çevre yolunun arasında kalacağı belliydi. Çünkü Arıtma Tesisinin yapılmasından önce, 1989 yılında Manisa Revizyon İmar Planı yapılmıştı.
Her neyse, işi uzatmaya gerek yok. Ne yapılan konutlarda oturanların, ne de okullarda okuyan çocukların o tesisin yapılışıyla, kimin haklı kimin haksız oluşuyla bir ilgileri yok. Arıtma Tesisinin sorunları dün algılanmamıştı bugün algılanıyor. Ben, ülkemizin en gözde Organize Sanayi Bölgesi olan Manisa Organize Bölgesi, Manisa’ya ve çocuklarımıza verdiği değeri mevcut tesisi büyütmek bir yana daha uygun bir yere taşıyarak gösterecektir diye düşünenlerdenim.
Bizim yurttaşlar olarak birçok hakkımız ve birçok görevimiz var. Çevre Hakkı gibi yeni kuşak insan haklarını doğuran nedenlerin başında, bilimsel ve teknik ilerlemenin yarattığı sorunlar yer alıyor. Çevre kirliliğinin boyutlarının artması, nükleer silahların tüm insanlığı yok edecek bir savaş tehlikesine yol açması, bölgemizdeki çatışmalar, varlığımızı tehdit ediyor, huzurumuzu kaçırıyor. Tüm sorunların aşılması dayanışma gerektiriyor. Bu bağlamda ulusal ve uluslararası planda ortak çalışmalar yapılıyor.
Sorunlarımızı yan yana gelerek dayanışma yaparak çözebiliriz. Katılım olmadan atılım olmuyor. Etkin yurttaş sadece soran sorgulayan araştıran yurttaşa değil, katılan dayanışma yapan yurttaştır. Hiç kuşkusuz dayanışma yapmak da bir haktır ve bir görev olarak kabul edilmelidir.
Tüm haklar, bireylerin ya da toplulukların, özel ve tüzel kuruluşların ve devletin ortak çabası ve dayanışması ile önem ve anlam kazanacak, sosyal hayatımıza girecektir.
“Önce İnsan” diyenler olduğu gibi “Önce Para” diyenler de var. Para kazanılmasına karşı değiliz elbet. Para kazananlar da “Önce İnsan” diyerek, bulundukları çevreye, insanlara, sosyal sorumluluk projeleriyle katkıda bulunabilirler. Dünya’da bunu yapan büyük kuruluşların olduğunu kurdukları vakıflar ve benzer oluşumlarla çevreye, eğitime, sağlığa büyük katkılar sağladıklarını biliyoruz. Manisa Organize Sanayi bölgesi içinde de bu söylediklerimi yapan Elginkan Holding gibi kuruluşlar var.
Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB) Manisa için bir vakıf kurarak, Manisa’ya ve Manisalılara hayatlarını kolaylaştıracak katkılar yapabilir. İlk yapacakları katkı, Atıksu Arıtma Tesisini kaldırmak uygun bir yere kurmak olmalıdır…
Facebook Yorum
Yorum Yazın