Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

GÜNEŞ UYGARLIĞI

Düşüncelerimi bazen düz yazı ile bazen fıkra ile bazen kıssadan hisse ile bazen de şiir ile anlatmayı seviyorum. 90’lı yıllarda Yenilenebilir Enerjiyi Manisa Gündemine taşıyabilmek için, Bilim insanlarından oluşan Yenilenebilir Enerji Takımı kurmuş ve güneşle ısıtılıp güneşle soğutulabilecek yüksek enerji verimli bir konut tasarımı yapmıştık. Hiç unutamıyorum ekibimizde Norveçli Anna Grate Hesnes adında bir Profesör bayan da vardı. Manisa’nın beş yıllık meteoroloji verilerini inceledikten sonra “Manisa’da konutlarınızı yazın güneşle soğutup kışın güneşle ısıtabilirsiniz” diyordu. Güzel çalışmalar yapmış ancak uykusu derin kentimizde bir etkilenme sağlayamamıştık. Ben her ortamda, yenilenebilir enerjiyi gündemde tutmaya çaba gösterdim. Ülkemizde uygulan güneş enerjisi projelerini yerinde görmeye çalıştım. Kayseri’de Sanayi Sitesinde binaların çatılarının güneş tarlasına dönüştürüldüğünü gördüm. Güneş Enerjisi kooperatifi kuralım diye çalışmalar da yaptım. Yenilenebilir enerji dün olduğu gibi bundan sonra da hep gündemimde olacak. Manisa Ticaret ve Sanayi Odamızın bu tür girişimlere destek vereceğini bunu hep gündemde tuttuklarını görüyor ve bir Manisalı olarak mutlu oluyorum.

Bir güneş ülkesinde bulunuyoruz bunun değerini bilelim. Elektrik fişlerimizi güreşe takalım. Çatılarımızı güneş panelleriyle donatalım…

 

GÜNEŞ UYGARLIĞI

         

bilginler,

küresel ısınma
sürüyor artan bir hızla diyor
         felakete sürükleniyoruz

         geri dönülmezlerdeyiz diyor

                                           

bilginler araştırıyor gözlüyor

soruyor sorguluyor yazıyor ve söylüyor

duymayanınız kaldı mı

küremiz ısınıyor buzullar eriyor,

denizler yükseliyor, ormanlar yok oluyor  

göller küçülüyor, ırmaklar kuruyor
kuraklık çoğalıyor, ilkbahar erken geliyor,

ağaçlar aldanıyor bitkiler erken çiçek açıyor,

çiçeklere don vuruyor sonbahar gecikiyor,

kuşlar göç yollarını şaşırıyor

yaşama alanları ölüm alanlarına dönüşüyor
erozyon hızlanarak artıyor

hastalıklar çoğalıyor

ozon kalkanındaki delik büyüyor

söylenenler korkutucu ama gerçek

bilmem yaşadıklarımız daha nasıl söylenecek

 

bilim adamları açık ve anlaşılır biçimde söylüyor

gerçekten söylüyor

söyledikleri görülüyor
gerçekten dünya ısınıyormuş

görmüyor musunuz ısınıyor

biz duysak da duymasak da

bilsek de bilmesek de

görsek de görmesek de

dünya gerçekten ısınıyor

gerçekten küresel çölleşme olacakmış.

gerçekten denizler yükselecekmiş

gerçekten ormanlar yok olacakmış

gerçekten salgın hastalıklar artacakmış

gerçekten kıyamet kopacakmış

anlayın artık ne olur gerçekten
kıyamet kopacakmış

                   

söylenenleri

insanları korkutmak için bir kurgu

kafamızı karıştıracak bir tuzak

temelsiz bir söylem

uydurulmuş bir kuram sanmayın
tüm bunlar gerçekten olacakmış

gerçekten kıyamet kopacakmış

               kendi soyumuzun hazırladığı

adım adım yaklaştığımız

bir kıyamet varmış

ve saat tam on ikide duracakmış

saat on ikiyi vurmadan

haydi bir şeyler yapalım n’olur

kıyamet saatini durduralım

ya da geri alalım birkaç dakika daha

yaşam sürsün

                   

bir şeyler yapalım n’olur

yüzümüzü güneşe dönelim mesela

yüzünüzü güneşe döndüğünüzde

yüzümüz aydınlanır

yüzümüzü güneşe döndüğümüzde
gölgemiz arkamızda kalır

yüzümüzü güneşe döndüğümüzde

yolumuz aydınlık olur
yüzümüzü güneşe dönelim n’olur

 

çiçek gibi güzel

çiçekli bir güneş ülkesinde

karanlıktayız

don vuruyor filizlerimize

bir güneş ülkesindeyiz

bir güneş ülkesinde

ve karanlıkta ve aç ve susuz

çatlamıyor toprağa düşen tohum

boy vermiyor fidan

akmıyor dere

derinlere inerken su
yükseklere tırmanıyor kirlilik


ısıtan ışıtan  yaşamın kaynağı güneşi
yakan kavuran karabasan yapan
insan soyu sorumlu

tüm yaşadıklarımızdan

ve yaşayacaklarımızdan

ve de yaklaşan sonumuzdan

sorumlu olanlar güneşi unutanlar

 

iki tür insan var

güneşi unutan

iki büyük grup insan

bir grup

            aç gözlü hiç doymazlar

diğer grup da

             vurdum duymazlar

hiç doymazların büyük orduları

topları tüfekleri atom bombaları

dolu kasaları

dünyanın her yerinde bankaları var

çevreyi kirletiyorlar

sürekli tüketiyorlar

dünyanın ali kıranı baş keseni oldular

 

ya vurdum duymazlar

elle gelen düğün bayram diyorlar.

başa gelen çekilir diyorlar

buna da şükür diyorlar

biliyor musunuz kabahatin büyüğü onlarda

kabahatli onlar vurdum duymazlar
 

bir de bizim gibi şimdilik azınlıkta kalanlar var
kıyamet saatinin yaklaştığını gören
saçını başını yolanlar var

araştırıyorlar soruyorlar sorguluyorlar

toplanıyorlar dağılıyorlar yine toplanıyorlar

yazıyorlar  konuşuyorlar

onlar konuştukça gerçeği haykırdıkça

onlara felaket tellalı diyorlar

 

bir güneş ülkesindeyiz

susuzluk karabasan gibi

ve kirlilik

delinen ozon tabakası

ve yitip giden umutlar

 

güneşi unuttuğumuz

çiçek gibi güzel
çiçekli bir güneş ülkesindeyiz

 

benim gibi yetmişi aşanlar bilirler

hani bir zamanlar

güneşi içenlerin türküsünü söylüyorduk

“akın var güneşe akın

güneşi zaptedeceğiz

güneşin zaptı yakın” diyorduk

şimdi bakın çevrenize

akın makın kalmadı

akın olsaydı böyle olmazdı

bir zamanlar umut vardı

          akın vardı güneşe

          güneşin zaptı yakındı..

n’olur akın yine olsun

yine birlikte söyleyelim
güneşi içenlerin türküsünü

yine akın başlasın güneşe akın

güneşe dönelim yüzümüzü

yüzümüz aydınlansın

güneşe dönelim yüzümüzü

gölgelerimiz arkamızda kalsın

güneşe dönelim yüzümüzü

yüzümüz gibi yolumuz da aydınlansın

güneşe akın başlasın

           

yitip gidiyor dünyamızdan  

güzel olan ne varsa

bağlarımız kopuyor yaşamla

uygarlık diye diye mahvettik uygarlığı

uygarlık diye diye yok ettik güzel olan her şeyi

 

şimdi saat on ikiye beş var

kim bilir belki daha az kalmıştır

belki birazdan saat on ikiyi vuracak

bilin ki, saat tam on iki de duracak

gelin daha birkaç dakika varken on ikiye

yeni bir uygarlık kuralım hep birlikte

yeni bir uygarlık

uygarlığın adı kesin güneş uygarlığı olsun

güneş uygarlığında

hava temiz su temiz toprak temiz
insan temiz olmalı

dünya aydınlanmalı

bırakıp, dünyamızı kirleten her şeyi  

güneşe yönelmeli

güneşin ve evrenin değerini bilmeli

güneş uygarlığı mutlaka kurulmalı

uygarlığın güneşi

çiçek gibi güzel çiçekli bir ülkeden

anadolu’dan doğmalı

güneş uygarlığının
sönmeyen ateşi hep yanmalı

haydi hep birlikte

güneşe dönelim yüzümüzü.

yüzümüz aydınlansın

güneşe dönelim yüzümüzü

yolumuz aydınlık olsun

güneşe akın

başlasın

 

 

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın