Emel Eva Tokuyan

Emel Eva Tokuyan

Mail: emeltokuyan@gmail.com

HEP YENİ KALAN

Bir küre. Bir yanı siyah ama içinde beyazın tohumu saklıdır. Bir yanı beyaz ama içinde siyahın tohumu var. An be an bir diğerine dönüşüyor. Zaman, bu zıtların dönüşümüne tanıklık etmektedir. Yaratımın başından itibaren onun sızmadığı hiçbir yer yok ve hiçbir oluşum, hiçbir varlık dönüşümün bu sonsuz dansından muaf değildir.

Zaman Tanrısı Zervan, bir oğul diler. Ancak dileği kabul olursa bunun dengeleri bozacağını öngörür ve pişmanlık duyar.  Tanrı duasına karşı, iyiliğin, bilginin, geleceğin, ışığın efendisi Hürmüz’ü; pişmanlığına karşı; kötülüğün, geçmişin, cehaletin, ölümün temsilcisi Ehrimen’i verir ona. Zaman Tanrısı Zervan, rahminde büyüyen bu iki kardeşten Hürmüz’ün ilk olarak doğması ve dünyanın Ehrimen tarafından bozguna uğratılmaması için çok çabalar. Ancak Ehrimen hile yaparak ilk kardeş olarak doğar. Bazı söylenenlere göre on iki bin yıl, bazılarına göre de dokuz bin yıl sürecek savaş başlamıştır. Bu iyi ve kötünün savaşıdır.

Ehriman ile Hürmüz büyük bir savaşa girerler. Savaş meydanına Ehrimen Nifakı çıkarır. Atıldığı her yerde korku veren, bölen ve parçalayan nifak. Yerküre siyaha dönmeye başlamıştır…. Buna karşılık Hürmüz muhabbeti ortaya çıkarır. Kalbe huzur veren, bağışlayan, birleştiren, dostlukla dolduran, yaraları saran, muhabbet. Nifakın üstesinden gelir ve aydınlanmaya başlar her yer.

Ehriman Gazap salar. Öfke, yıkıcı hiddet, her yerde çılgınca yayılır. Muhabbeti alt eder. Yerküre siyaha dönerken, Hürmüz Hikmeti çıkarır Gazap’ın karşısına. Hikmetteki bilgelik, sağduyu, öngörü gazabı içine alır ve eritir. Yine aydınlığındır zafer. Ancak savaş henüz bitmemiştir.

Ehrimen son ve en büyük kozu olarak Nefs-i Emareyi çıkarır. Doymak bilmeyen, her şeyi kılıfına uyduran arzu, her ne olursa olsun sahip olma ve iktidar içgüdüsü, bencillik, hırs, aç gözlülük yayılır her yana. Hikmet baş edemez, boyun eğer bu büyük düşmana.

Hürmüz Aşkı çağırır. Büyük bir parıltı ile meydanı kaplar aşk ve sorar düşmanına: “Bana karşı duracak mısın?” Nefs-i Emare diz çöker : “ Ey Aşk, sen herkesin olduğu gibi benim de efendimsin, teslim oluyorum sana”  

Aşk, Hürmüz’e döner: “Ya Hürmüz, ya nur! Selam olsun sana! Ki karanlığın kıymeti seninle bilindi.

Aşk, Ehrimen’e döner: “Ya Ehrimen, ya karanlık! Selam olsun sana! Nurun kıymeti seninle bilindi.

Ve Aşkın ışığı Ehriman ve Hürmüz’ü birleştirir. Yerküre sonsuz ışığa teslim olur.

 

Habil ve Kabil ile başlayıp, Atlantis’e devrolan, Star Wars’a uzanan başka bir hikâye midir? Kahramanların adı, dekorlar kostümler değişir. Anlatılan hep aynı hikâyedir. Aynısını dinliyor, aynısını yazıyor, aynısını yaşıyoruz. Zamanın karnında büyüyen dualite seçimlerimizle kulvar değiştiriyor her daim.  Bu hikayeler bizim dışımızda bir yerde mi dönmektedir? Hayatının hiç değilse bir noktasında, bir kararında Ehrimen’e yenik düşmemiş olan biri var mıdır bir yerde? Veya pişmanlıkla Hürmüz’ün askerlerine kucağını açan ve arınan anlarımız seçimlerimiz olmamış mıdır? Peki, sizin yerküre ne kadar direnir Hürmüz’e? Ne zaman kabul edilir ve teslim olunur tek aydınlık gerçeğe? Yunus Emre der ki:

 “Aşksızlara verme öğüt,

Öğüdünden alır değil,

Aşksız âdem hayvan olur,

Hayvan öğüt bilir değil.”

Tüm bu satırlar ve sorular Kalbinde Aşk’ a yer açmışlar içindir. Diğerleri zannımca zaten duyamazlar. Aşkla, Işkla kalın.

Emel Eva Tokuyan

Makale Yorumları

  • Gülşen Aksakal30-04-2020 23:29

    Yüreğinize emeğinize sağlık sizi çok taktir ediyorum ve takip ediyorum sevgiler ?

Facebook Yorum

Yorum Yazın