Emel Eva Tokuyan

Emel Eva Tokuyan

Mail: emeltokuyan@gmail.com

KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ

İnsan bazen durup ardına bakmalı, neler aldım ve neler verdim hayata diye. Oysa çoğu zaman mızıklanırız, beklentilerimizi vermeyen koşullara, neyi kırıp döktüğümüze hiç bakmadan… Hayatlarımızın kendi doğal akışı da vardır bazen. En sonunda son çıkışa geldiğimizde, ne yaşadığımız değil de hangi kararı neden verdiğimizdir yerimizi belirleyen. Hayal kırıklıklarımız kaçınılmaz ancak bizim hayatımızın bir hayal kırıklığına dönüşmemesi için ne yaptığımız önemli olan. Onurlu bir duruşla, şefkatli bir yaklaşımla, sevgiyle ve adaleti gözeterek mi yürüdük yılları. Yoksa hatalarımızı, haklı olmak uğruna hatalarla mı telafi etmeye giriştik? Her ne pahasına olursa olsun dediğim dedik çıkmazlarına mı girdik?  Etki alanımız çok büyük değilse en çok kendimizi ve yakın çevremizi bağlar elbet ne yapıp yapmadığımız. Ancak her hayatın içinde her bir insanın seçimleri ve vicdanı ile sınanma zamanları vardır görece kapsama alanı değişen.

Birazdan bahsedeceğim hayat üretimle geçmiş, buna karşın yaptığı üretim hem sürecinde hem sonucunda kayıplara sebebiyet vermiş. Ne yazık ki etki alanı da hayli büyük. Köprüden önce son çıkışta bunu telafi etme girişimi nedeni ile hatırlıyoruz onu bugün çoğumuz, verdiği zararı yadsıyarak.

İsveç’te 21 Ekim 1833’de varlıklı bir ailenin, üçüncü çocuğu olarak doğmuş Alfred. Baba iflas edince Finlandiya’ya, ardından Rusya’ya taşınır aile. Anne bir bakkal dükkânı açar, baba ise bir atölye kurar ve Ruslara silah imal etmeye başlar. Yeniden varlıklı hale gelince Alfred en iyi okullarda ve özel dersler alarak büyür. Edebiyata şiire yetenekli bir gençtir. İsveççe, Rusça, Almanca, İngilizce, Fransızca dillerini akıcı bir şekilde konuşacak seviyede bilmektedir. Ancak mühendis olmasını isteyen babası onu yurt dışına kimyagerlik eğitimi almaya yollar. Nitrogliserin üzerinde araştırmalar yapan Alfred Rusya’ya döner. Savaş bittiği için silah siparişi alamayan baba tekrar iflas eder. İki büyük oğlu Rusya’da kalırken aile Stockholm’e döner. Burada kendine bir laboratuar kuran Alfred patlayıcılar üzerinde çalışırken çıkan patlamada kız kardeşi Emily ile birlikte 4 kişi daha hayatını kaybeder. Çalışmaları bu yüzden yasaklanınca göl kıyısında bir mavnada devam eder deneylerine. Bir zaman sonra bir çalışmada bu laboratuar da patlama ile yıkılır. İki yıl sonra kısa aralıklarla iki fabrika açan Alfred çalışmalarının sonucunu alır ve dinamit barutunu bulur. Yirmiden fazla ülkede seksenden fazla şirket kurar. 355 adet patentin sahibidir. Abisinin ölümünde, kendisi ile abisini isimlerini karıştırdığından, bir Fransız gazetesi ''Ölüm taciri öldü! (Le marchand de la mort est mort)'' şeklinde yapılan haberi okuyunca çok üzülür, ölümünden sonra bu şekilde anılmamak için bir telafi etme yoluna gider ve vasiyetini hazırlar. Bundan tam bir yıl sonra beyin kanamasından öldüğünde vasiyeti büyük tartışmalardan sonra yerine getirilir. Vasiyeti şu şekildedir:

"Ardımdan bıraktığım gayrimenkulümün ve servetimin tamamı, aşağıdaki şekilde dağıtılacaktır. Kapital, emniyetli bir şekilde fon'da toplanmalıdır. Bu fon'un geliri her yıl insanlığa en büyük hizmeti yapan kişilere dağıtılmalıdır. Bu gelir beş ana bölüme ayrılmalı ve aşağıdaki şekilde dağıtılmalıdır. Bir kısım fizik sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir. Bir kısım kimya sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir. Bir kısmı fizyoloji ya da tıp alanında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir. Bir kısım edebiyat sahasında en büyük eseri yazan kişiye verilmelidir. Bir kısım milletlerarası barış ve kardeşlik için en büyük çalışmayı yapan kişiye verilmelidir. Fizik ve kimya konusundaki keşifler, İsveç ilim konseyince değerlendirilmelidir. Tıp konusundaki çalışmalar Stockholm'deki Caroline Enstitüsü tarafından değerlendirilmelidir. Edebiyat ve barış konusundaki mükâfatlar Norveç Parlamentosu tarafından seçilen beş kişilik bir heyet tarafından değerlendirilmelidir. En büyük ve kesin arzum mükâfatlar adaylara dağıtılırken kesinlikle milliyet tefrika yapılmamasıdır. En mühimi, mükâfatı alacak şahıs bir İskandinavyalı da olabilir, olmayabilir de."

Her yıl dağıtılan bilim dünyasının en prestijli ödülü olan“Nobel Ödüllerine “ vasiyette yer almıyor olmasına rağmen 1969 yılından itibaren ekonomi ödülü de eklenmiştir. Ödüller,1901’den beri, ölüm yıl dönümü olan 10 Aralıkta diploma, altın madalya ve yüklü bir çek olarak, Stockholm’ün meşhur Konser Salonunda İsveç Kralı tarafından büyük bir törenle verilmeye devam etmektedir.

Alfred Nobel, buluşunun, kendisi istemese bile yol açtığı zararı ölmeden bir yıl önce bir vakıf kurup, servetini bağışlayıp vasiyet bırakarak telafi etme yoluna gitmiştir. Köprüden önce son çıkışı kullanmış biri. Bir de onu hiç kullanmayanlar var…

Kitleleri etkilemiş bir hayat buradaki. Bizim hayatlarımız hatalarımız ve telafilerimizle elbette bununla karşılaştırılamaz, ölçülemez. Ancak hepimizin hayatı kendi içinde önemli ve kendi seçimlerimizden mesulüz. Biz artık veda ettiğimizde ardımızda ne bırakmak, nasıl anılmak isterdik? Onurlu bir duruşla, şefkatli bir yaklaşımla, sevgiyle ve adaleti gözeterek mi yürüdük yılları. Yoksa hatalarımızı, haklı olmak uğruna hatalarla mı telafi etmeye giriştik? Vicdanımız ile sınanmayı köprüden önce son çıkışa bırakmasak ne iyi olur değil mi?

Emel Eva Tokuyan

Facebook Yorum

Yorum Yazın