Milli bayramlarımızı ve kurtuluş günlerimizi giderek azalan değil giderek artan bir coşkuyla kutlamalıyız. Bugün 8 Eylül Manisa’mızın kurtuluşunu kutlayacağız.
8 Eylül Manisa’nın kurtuluşu için köşe yazısını yazmaya başlamadan önce, kitapları yeniden karıştırayım dedim. Kurtuluştan önce işgali araştırdım önce. Göğsümü kabartan kahramanlık öyküleri çıkmadı bu aramadan. Konunun derinliğine indikçe canımın sıkılması artmaya başladı. Manisa'nın işgali, insanın yüreğini burkan bir öyküdür. Güzel bir kenti, bir tek kurşun atmadan, düşmana teslim ediyorsunuz. İçinizden çıkan hainleri görüyorsunuz. İşgali anımsamak insan öfkelendirmekten başka bir işe yaramıyor. Ancak gerçekleri bilmeli, kahramanları hainlerden ayırmalıyız.
Manisa'nın Kurtuluş deyince 8 Eylül 1922'de Mustafa Kemal'in askerlerinin Manisa'yı kurtarması ve Spil Dağına sığınan Manisalı hemşerilerimin akın akın Manisa'ya dönmesi canlanıyor gözlerimin önünde. İşgali araştırırsanız, sonradan Hüsnüyadis adını alacak olan Manisa Mutasarrafı (valisi) Giritli Hüsnü adıyla karşılaşırsınız. Halkın direnişini kıran, düşmanı törenle karşılayan hain Hüsnüyadis. Hüsnüyadis'i yazamazdım, kurtuluş gününde. Manisa biravuç Yunanlı tarafından yakılırken karşı çıkmayanları yazamazdım. Yunana karşı direnmek isteyen Parti Pehlivan'a destek olmak söyle dursun, engel olanları yazamazdım. Bu hain Hüsnüyadis var ya, bu Manisa'yı düşmana bir kurşun bile attırmadan teslim eden Hüsnüyadis, araştırdıkça, okudukça öfkemi kabarttıkça, keşke yeni Hüsnüyadis'ler olmasa diye düşündüm sadece.
Müftü Alim Efendi adını ve anısını yaşatmak için, çalışmalar yapmalıyız. Parti Pehlivan ve diğer kurtuluş kahramanlarımız için de yapılmalı aynı çalışmalar. Anıtlarını yapabiliriz. Bir caddeye, bir parka ya da bir binaya adlarını verebiliriz. Filmlerinin yapılması için çalışabiliriz.
8 Eylül'de Manisa, 9 Eylül'de İzmir kurtarılarak, Cumhuriyetin yolu açıldı. Onun için, Atatürk ve Kuvayi Milliye Anıtının bulunduğu noktaya Cumhuriyet Kapısı adını vermiştik. Ancak kimsenin bu adı kullandığı yok. Cumhuriyet Kapısı adı öne çıkarılmalı ve kullanılmalı. Cumhuriyet Kapısı kentimizin dört kapısından ilk yapılanı oldu. Fatih Kapısı, Bereket Kapısı ve Uygarlık Kapıları yapıldığında kentimizin tarihi kimliği daha çarpıcı biçimde çıkacaktır ortaya.
Geçmişine sahip çıkmayan ülkeler geleceğini kuramazlar. Bizi birbirimize bağlayan ortak değerlerimizin başında bayrağımız ve cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk vardır. Gün ayrıldığımız noktaları öne çıkarma günü değil, gün birleştiğimiz noktaları öne çıkarma birlik ve bütünlüğümüzü güçlendirme ve ülkemizi savunma günüdür. Bizi ayrıştıran ne varsa uzak duracağız. Bizi birleştiren ortak değerlerimizi öne çıkaracağız.
30 Ağustos 1922’de tarihe altın harflerle yazılan büyük zaferin ardından, Mustafa Kemal “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri.” komutunu verir. Ordularımız işgal edilen köyleri kasabaları kurtara kurtara Ege’ye yöneldiler. 8 Eylül’de Manisa, 9 Eylül’de İzmir kurtarıldı. Ve Cumhuriyete giden yol açılmış oldu. Kurtuluş günlerini biz unutmadığımız gibi, bu ülkeye düşmanlık düşünenlerde nasıl denize döküldüklerini heveslerinin kursaklarında kaldığını unutmasınlar. Biz kurduğumuzu cumhuriyeti de, ülkemizi de korumayı biliriz. Bilmeyenler şanlı geçmişimize ve kazandığımız zaferlere baksınlar.
8 Eylül Kurtuluş günümüz kutlu olsun…
Facebook Yorum
Yorum Yazın