Soğan, domates, patlıcan fiyatları artınca fiyatları düşürecek çareler konuşulmaya başlandı. Sorun varsa çözüm de vardır, yeter ki çözmek isteyelim. Getirilen çözümler günü kurtaran çözümler değil, uygulanabilir ve sürdürülebilir olmalı.
Benim aklıma gelenleri üç başlık altında toplayabilirim:
1. Tedarik zincirini kısaltacak. Üretici ile tüketiciyi buluşturmak için “üretici pazarları” açılacak.
2. Kentlerin yakın çevresinde Osmanlı döneminde var olduğunu bildiğimiz bostanlar gibi, kentlerin yakın çevresinde meyve sebze üretimi ve seracılık teşvik edilecek, kent bahçelerinin çoğalması sağlanacak.
3. Hobi bahçeleri için yasal düzenleme yapılacak, kente yakın alanlarda kooperatifler eliyle çoğalması sağlanacak.
Bunlar yapıldığında, sebze ve meyve fiyatları düşer, hobi bahçeleri çoğaldığında, kentli yurttaşların bir bölümü kendi ihtiyaçları olan sebzeleri üretir duruma gelir. Bu durum aile ekonomisine katkı sağlar.
Konu karmaşık değil, anlatılması ve anlaşılması gayet kolay. Belediye başkan adaylarımız bu önerilere sahip çıkacaklarını belirtirlerse ilgi göreceklerini destek bulacaklarını düşünüyorum.
Ben burada çokça değindiğim hobi bahçelerine yine değinmek istiyorum. Avrupa Ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de Hobi Bahçeleri yaygınlaştırılmalıdır. Bu konuda mevzuat eksikliği var. Hiçbir kurum ya da kuruluşun mevzuatında Hobi ya da Kent Bahçelerinin yapımını kolaylaştıracak önünü açacak bir hüküm bulunmuyor. Dileğimiz hobi bahçeleri için hızla düzenleme yapılmasıdır.
Sebze fiyatlarını bölgeler ve iller arası nakliyenin ve aracıların yükselttiği biliniyor. Tüketicilerin sebzeleri daha uygun fiyata alabilmesi için tedarik zincirinin kısaltılması gerekiyor.
Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi olarak hobi bahçeleri yaptık. İşleyenler çok memnun bahçelerde yetiştirdiklerini sadece kendileri tüketmiyor eşe dosta da dağıtıyorlar. Sebzeleri kentlerde oturanların kendisinin yetiştirmesi, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de Hobi Bahçeleri ile mümkün olabilir. Ancak ülkemizde Hobi Bahçelerinin yapımını ve sürdürülebilirliğini sağlayacak yasal altyapı henüz oluşturulabilmiş değil.
Topraktan ve doğadan kopup kentlerin beton yığınları içinde sıkışıp kaldık. Yoğun iş temposu ve giderek gelişen teknoloji ve kablosuz iletişim araçlarının yarattığı elektromanyetik kirlilik nedeniyle stres, depresyon, panik atak gibi rahatsızlıkların çoğaldığını görüyoruz. Kentlerimizde fiziki çevre ile sosyal çevre sürekli etkileşim içinde. Yapılan tüm araştırmalar, insanın içinde yaşadığı fiziksel çevrenin sağlığı ve mutluluğu için önemli olduğunu kanıtlıyor. Kentlerde beton yığınları arasında sıkışıp kalan insanlar için, Yeşil Terapi olarak adlandırabileceğimiz, toprakla meşgul olmak, iyi tasarlanmış, bahçelerde üretim yapmak öneriliyor. Biz, kentlerde yaşayanlar olarak doğayı, yeşili, bitki ekip biçmeyi domatesi dalından koparmayı çok özledik.
Üçpınar Mahallesi’ndeki evimin bahçesine, geçtiğimiz yıl, biber, domates, soğan, patlıcan, börülce ve kabak ektik. Yetiştirdiklerimiz hem bize hem de eşimize dostumuza yetti. Bu yıl yine ekeceğiz.
Kooperatifler eliyle yaygınlaştırılacak hobi bahçeleri ile iyi komşuluk ilişkileri, yardımlaşma, tohum takası ve kooperatifçilik gelişecektir…
Facebook Yorum
Yorum Yazın