Bir önceki yıl herkes için epeyce zor geçti. Her birimiz hayatımızın farklı alanlarında zor dönemeçlerden geçtik, badireler atlattık. 2019’un güzelliklerle ve huzurlu bir soluk alma dileğiyle gelmesini diledik içimizden.
Yeni bir yıl her zaman bir dönüm noktası, yeni başlangıçlar demek. Peki, yeni yılın umduğumuzu bulduğumuz bir yıl olması için neler gerekir? “Sorunlar, onu ortaya çıkaranzihniyet ve bakış açısı ile çözülmezler” Yeni başlangıçlar için her birimiz yeni bir bakış açısına da sahip olmalıyız. Bazen o kadar ağır deneyimlerden geçiyoruz ki her şeyi unutmak istiyoruz. O vakit onca çaba ile yaşadığımız, emek verdiğimiz tüm tecrübe de sıfırlanmış oluyor. Zaman-hayat boşa geçiyor. Eğer düne arkamızı döneceksek ne yaptık, bizi zorlayan konu ve durumlar nelerdi, başka türlü yanıtlar verebilir miydik, bu olayların akışını değiştirir miydi? Bunları düşünmek, analiz etmek, kendi ayağımıza nerde çelme taktiğimizi bulmak ve kendimizi tekrarlamamak için bu tecrübeyi yanımıza alarak yürümek lazım. Yoksa dün zordu, unutmak istiyorum veya tüm bunlar “x” yüzünden oldu, şartlar benim elimde değildi, “Zalim kader”, söylemleri, öfke, kin, kırılmışlık, yılgınlık ve kurban psikolojisi ile yeni yıl da bir öncekinin tekrarı olacaktır.
Eğer sadece zamanın, ya da iyi dileklerin bir şeyleri yoluna koyacağını sanıyorsak aldanıyoruz. Eğer sadece iyi niyetin, istemenin veya düşünerek, hayal ederek isteklerimizi gerçekleştireceğini sanıyorsak yine aldanıyoruz. “Kader gayrete aşıktır.” Bu nedenle sadece sözel olumlamalarla hiçbir şey değişmez. “Çekim yasası” denilen evrensel yasa, belki de en çok yanlış anlaşılan yasalardan biridir. Biz neyi çok düşünür, ister ve dilersek bize o gelmez. Biz ne için çaba gösterdiysek, koşulları hazırladıysak, ne seviyede bir bilince sahipsek ve neyi hak ediyorsak o gelir. Bedelini ödemediğimiz şey bize gelmez.
Bu nedenle yeni bir yılın, gerçekten “yeni” olması için; Dışarıda bir sorumlu aramak yerine, kendimizde neyi değiştirebileceğimize bakmamız en pratik olanı. Yıllardır söylediğimiz türküyü değiştirme zamanı. Bizi hep aynı noktaya getirmiş duygusal ve zihinsel tutumlarımızı fark etme ve işlevsel olmayanları ayıklama zamanı. Evde kullanmadığımız, fazla, kırık dökük olan eşyaları ayıkladığımız gibi hayatımızdan da bizi beslemeyen işleri, kalbimizi ısıtmayan ilişkileri, adımlarımızı ağırlaştıran bağımlılıkları, yük olarak gördüğümüz zorunlulukları bitirme zamanı. Durmadan akan ve değişen bir evrende tutunmak, sağlama almak yerine, bırakabilmeyi, esnemeyi, kabulü ve değişime adapte olmayı öğrenme zamanı. Yeni yıla eski benimizle girmemek için, kendimizi gerçekten seviyor ve değer veriyorsak, yenilenebilmek için kolları sıvayalım. Kim bilir belki de yanımıza alıp, bırakacaklarımızı ayırt edebilirsek 2019 gerçekten harika ve yeni başlangıçlarla yenilendiğimiz bir yıl olur, ne dersin?
Emel Eva Tokuyan
Facebook Yorum
Yorum Yazın