Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

Yolundayız Ata`m

Atatürk, yaşadığı çağın önüne ışık tutan bir Dünya lideri.
Çağdaşları dahil hiçbir Dünya lideri, Dünya’dan Atatürk’ün gördüğü saygı ve sevgiyi görmemiştir.

UNESCO’nun Atatürk’le ilgili bilinen kararını 10 Kasım nedeniyle paylaşmak istiyorum:
UNESCO’nun 27 Kasım 1978 tarihli 152 ülkenin delegesinin olduğu toplantısında Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı olan 1981 yılının bütün dünyada “Atatürk Yılı” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır. Bu kararda “Bugün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir” denmekteydi. Bu kararla ilgili görüşmeler yapılırken, İsveç delegesi ayağa kalkıp, “Dünya’da bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?” diyerek öneriye karşı çıkar. Rus delegesi hışımla ayağa kalkar, yumruğunu masaya vurur ve şöyle der: “Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterim ki ATATÜRK öyle Dünya’daki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayı, bütün ülkelerde her problemimize çare olarak aramalıyız.” Sonrasında bütün delegeler alınan karara imza atarlar.  İtiraz eden İsveç delegesi, imzanın atıldığı gün şunları söyler: “Ben Atatürk’ü inceledim, bütün ülkelerin delegelerinden özür diliyor ve ilk imzamı ben atıyorum diyecektir.  
UNESCO’nun aldığı karar kelimesi kelimesine noktasına virgülüne kadar şöyledir:
 
Atatürk kimdir: Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu.
Evet, UNESCO’nun bu kararı Dünya’nın Atatürk’e bakışının özetidir…

Bugün 10 Kasım,
Her yıl olduğu gibi Atatürk'ü anacağız bugün.   

Anmak mı anlamak mı daha önemli diye sorarım kendi kendime Atatürk her aklıma geldiğinde. Asıl olan anmak değil, anlamaktır bence. Anlayınca daha anlamlı anarız bundan hiç kuşkunuz olmasın...   

Her tarafa yazıyorlar "Atam İzindeyiz" diye.
Düşünerek, anlayarak, bilerek ve inanarak yazdıklarını hiç sanmıyorum. Öylesine işte anlamadan bilmeden yazıyorlar.  İz nedir? İz: "Bir şeyin geçtiği veya önceden bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, emare" şeklinde tanımlanabilir. Ya da, "Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti." şeklinde daha kısa bir tanımlama yapılabilir.

"Atatürk'ün İzindeyiz." derseniz 1938'de kalırsınız. Bu kadar basit... Atatürk sizin 1938'de kalmanızı istemezdi, böyle isteseydi hedef olarak, çağdaş uygarlığı göstermezdi...

Eğer Atatürk'e inanıyor, yaptıklarını önemsiyor ve seviyorsanız, yapmanız gereken, "Atatük"ün İzindeyiz" demek yerine, "Atatürk'ün yolundayız" demek ve gereğini yapmak olmalıdır. Atatürk'ün gösterdiği yol, bilimin aydınlattığı çağdaş uygarlık yoludur... Atatürkçü olmak, izinde kalmak değil, gösterdiği yolda ilerleyerek çağdaş uygarlığa ulaşıp aşmaktır.   

Atatürk'ün 57 yıllık yaşamında 3 bin 937 adet kitap okuduğu söyleniyor. "Atatürk'ün izindeyim."  diyen sevgili kardeşim sen kaç kitap okudun? Okusaydın, "İzindeyiz" demekle, "Yolundayız"demenin farkını anlardın.  Atatürk'ün yolunda olmak, kitap okumaktır. Atatürk'ün yolunda olmak O'nu anlamak için çalışmaktır.  İnsanlarımızın çoğu kitap okumuyor. Kitap okumadan, Atatürk'ü anlayamaz, sadece anmakla yetiniriz. Kitap okumadan, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşıp, aşamayacağımızı anlayın artık.

Bugün bu köşede Karaçay Vadisi Projesini yazacağımı duyurmuştum geçen hafta, 10 Kasım nedeniyle Karaçay Vadisi yazımı önümüzdeki hafta yazacağımı duyuruyorum. Geçen hafta yazdığım ve Karaçay konusuna giriş yaptığım  “Manisa İzmir” başlıklı yazım internet üzerinden en çok okunan yazım olmuştu. Karaçay Vadisi yazımın da ilgi çekeceğini düşünüyorum.
Gelecek hafta yine bu köşede buluşmak üzere hoşça kalın…

Facebook Yorum

Yorum Yazın