Hüseyin Aygün, “Beni kaçıranlar 6-7 kişilik genç bir grup. Hepsiyle ayrı ayrı konuşma fırsatım oldu.
Kitaplarımı anlattım onlara, Dersim’i. Şiddetin çözüm olmadığını, nasıl acılar getirdiğini. İlgiyle dinlediler. Sorular sordular. Kendilerini anlattılar” dedi.
Aygün, özetle şunları kaydetti: “Ben Zazaca biliyorum, Kürtçe bilmiyorum. Onlar Kürtçe biliyordu. Bu yüzden Türkçe konuştuk. Bana ilk başta Dersim sorumlusunun benimle görüşmek istediğini söylediler. Belki de istifamı isteyeceklerdi. Ya da daha büyük taleplerde bulunacaklardı. Benim tepkim, kamuoyu tepkisi nedeniyle yapamadılar. İlk etapta yanlarında telsiz yoktu. Sanırım çeşitli yerlerde var ki 24 saatin sonunda Bahoz Erdal’la telsiz bağlantısı kurdular. Birkaç kez eylemi PKK’nın yapıp yapmadığını sordu. Çok şaşırdı. İnanmadı. Bölgedeki başka güçlerin eylemi olup olamayacağını sordu. Sonra da kılıma zarar gelmemesi için talimat verdi. Güvenlik sonrasında arttı. Derenin kenarında, toprağın üzerinde uyudum. Ben buranın çocuğuyum, alışığım. Kahvaltılık, mütevazı yemekler yedik.
Benim hedef olmam yanlıştı
Hep aynı yerdeydik hiç yer değiştirmedik. Bu eylemin bana karşı yapılmasını da yadırgıyorum. Ben milliyetçi siyasete karşı çıkan birisiyim. Dersim halkı üzerinde, örgütün yaptığı baskı, bana yönelik eylemden de anlaşılıyor. Dersim’in kültürünü, bakışını anlamadıklarını düşünüyorum. Hedef olmam, başka siyasetlerin değil de benim gibi bir ismin hedef olması, bu yanlışlığı da ortaya koyuyor.
Heronlardan çok çekindim
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, kaçırıldıktan sonra yaptığı açıklamada “Heronlar vardı. Onların ya da bir uçağın bombalaması halinde ölebilirdik. Bundan çekindim. Onun dışında bir endişem olmadı. Bana karşı çok saygılıydılar. Savaşın anlamsızlığını, evlerine dönmek istediklerini, barış istediklerini anlattılar. Ayrılırken de duygusal anlar yaşadılar. Bizi bu dağlarda unutma, barış için çaba göster dediler” ifadelerini kullandı.
Bile bile risk aldık’
Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, serbest bırakıldıktan sonra Aygün’ü ve ailesini ziyaret etti. Aygün’ün açıklamasında bombardımana şahit olduğunu belirttiğinin hatırlatılması üzerine Taşkesen ”Evet o riski biz biliyorduk, bile bile aldık. Ne yaptığımızı da biliyorduk o konuda. Hanımefendiye ve sevenlerine gerekli açıklamayı yaptık. O gelişi güzel bir bombalama değildi. Ne yaptığımızı biliyorduk. Kamuoyu nasıl algılar bilmiyorum ama biz ne yaptığımızı biliyorduk” diye konuştu.
Aşık olduğum dağlar
Aygün serbest kaldıktan sonra Seyitrıza Parkı’nda düzenlediği basın toplantısında ise şunları söyledi: Aşık olduğum Dersim dağlarındaki iki günlük maceram bitti. Çatışma ortamına son verilmesi için daha çok emek talep etmemi, bağımsız siyasetin bana daha çok yakışacağını söylediler. Kürt sorununun çözümü ve akan kanın durması için bu yolu seçtiklerini söylediler. Siyasi propagandaya dönük bir mesajdı. Can güvenliğime yönelik bir şey yoktu. Benden parlamentoda Kürt sorununun çözümü, ateşkesin sağlanması için daha fazla rol üstlenmem konusunda ricacı oldular. Ellerinde silah olan insanlar yönünden barış isteğinin dile getirilmesi bence çok önemli. Akan kanın durması için özellikle CHP’den ve özelde de benden Dersim milletvekili olarak daha çok emek ve çaba beklediklerini ifade ettiler. Bağımsız siyaset yapmam halinde daha çok memnun olacaklarını söylediler.
Kaçırıldığı yerden 30 km uzakta bırakıldı
Aygün kaçırılırken Fırtına Veli mevkiinde aracı durdurulmuştu. Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, serbest bırakıldığı yeri tarif ederken, “Kaçırıldığı yerin tam tersi istikamette bırakılmış. Aşağı Torunoba Karakolu’nun 20 kilometre doğusunda kaçırılmıştı. Ama bırakıldığı yer karakolun 10 kilometre batısında” dedi. MİLLİYET
Aygün, özetle şunları kaydetti: “Ben Zazaca biliyorum, Kürtçe bilmiyorum. Onlar Kürtçe biliyordu. Bu yüzden Türkçe konuştuk. Bana ilk başta Dersim sorumlusunun benimle görüşmek istediğini söylediler. Belki de istifamı isteyeceklerdi. Ya da daha büyük taleplerde bulunacaklardı. Benim tepkim, kamuoyu tepkisi nedeniyle yapamadılar. İlk etapta yanlarında telsiz yoktu. Sanırım çeşitli yerlerde var ki 24 saatin sonunda Bahoz Erdal’la telsiz bağlantısı kurdular. Birkaç kez eylemi PKK’nın yapıp yapmadığını sordu. Çok şaşırdı. İnanmadı. Bölgedeki başka güçlerin eylemi olup olamayacağını sordu. Sonra da kılıma zarar gelmemesi için talimat verdi. Güvenlik sonrasında arttı. Derenin kenarında, toprağın üzerinde uyudum. Ben buranın çocuğuyum, alışığım. Kahvaltılık, mütevazı yemekler yedik.
Benim hedef olmam yanlıştı
Hep aynı yerdeydik hiç yer değiştirmedik. Bu eylemin bana karşı yapılmasını da yadırgıyorum. Ben milliyetçi siyasete karşı çıkan birisiyim. Dersim halkı üzerinde, örgütün yaptığı baskı, bana yönelik eylemden de anlaşılıyor. Dersim’in kültürünü, bakışını anlamadıklarını düşünüyorum. Hedef olmam, başka siyasetlerin değil de benim gibi bir ismin hedef olması, bu yanlışlığı da ortaya koyuyor.
Heronlardan çok çekindim
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, kaçırıldıktan sonra yaptığı açıklamada “Heronlar vardı. Onların ya da bir uçağın bombalaması halinde ölebilirdik. Bundan çekindim. Onun dışında bir endişem olmadı. Bana karşı çok saygılıydılar. Savaşın anlamsızlığını, evlerine dönmek istediklerini, barış istediklerini anlattılar. Ayrılırken de duygusal anlar yaşadılar. Bizi bu dağlarda unutma, barış için çaba göster dediler” ifadelerini kullandı.
Bile bile risk aldık’
Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, serbest bırakıldıktan sonra Aygün’ü ve ailesini ziyaret etti. Aygün’ün açıklamasında bombardımana şahit olduğunu belirttiğinin hatırlatılması üzerine Taşkesen ”Evet o riski biz biliyorduk, bile bile aldık. Ne yaptığımızı da biliyorduk o konuda. Hanımefendiye ve sevenlerine gerekli açıklamayı yaptık. O gelişi güzel bir bombalama değildi. Ne yaptığımızı biliyorduk. Kamuoyu nasıl algılar bilmiyorum ama biz ne yaptığımızı biliyorduk” diye konuştu.
Aşık olduğum dağlar
Aygün serbest kaldıktan sonra Seyitrıza Parkı’nda düzenlediği basın toplantısında ise şunları söyledi: Aşık olduğum Dersim dağlarındaki iki günlük maceram bitti. Çatışma ortamına son verilmesi için daha çok emek talep etmemi, bağımsız siyasetin bana daha çok yakışacağını söylediler. Kürt sorununun çözümü ve akan kanın durması için bu yolu seçtiklerini söylediler. Siyasi propagandaya dönük bir mesajdı. Can güvenliğime yönelik bir şey yoktu. Benden parlamentoda Kürt sorununun çözümü, ateşkesin sağlanması için daha fazla rol üstlenmem konusunda ricacı oldular. Ellerinde silah olan insanlar yönünden barış isteğinin dile getirilmesi bence çok önemli. Akan kanın durması için özellikle CHP’den ve özelde de benden Dersim milletvekili olarak daha çok emek ve çaba beklediklerini ifade ettiler. Bağımsız siyaset yapmam halinde daha çok memnun olacaklarını söylediler.
Kaçırıldığı yerden 30 km uzakta bırakıldı
Aygün kaçırılırken Fırtına Veli mevkiinde aracı durdurulmuştu. Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, serbest bırakıldığı yeri tarif ederken, “Kaçırıldığı yerin tam tersi istikamette bırakılmış. Aşağı Torunoba Karakolu’nun 20 kilometre doğusunda kaçırılmıştı. Ama bırakıldığı yer karakolun 10 kilometre batısında” dedi. MİLLİYET
Yorum Yazın