AK Parti’den ayrılıp parti kurma çalışmalarına başlayan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin yol haritasını Manisa’da açıkladı.
Haber: Nezih VAROL
AK Parti hükümetlerinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı da yapan Ahmet Davutoğlu yeni parti çalışmaları için geldiği Manisa’da ‘Manisa Dostları Platformu’ adı altında düzenlenen toplantıya katıldı. Bir düğün salonunda yapılan toplantıda emniyet ekiplerinin yoğun güvenlik önlemi aldığı görüldü, toplantıya katılan kişiler üst aramasının ardından salona alındı. Toplantıya Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra AK Parti’den istifa eden eski milletvekilleri Selçuk Özdağ, Abdullah Başçı, Ayhan Sefer Üstün, İbrahim Turhan, AK Parti’nin Ankara eski il başkanı Nedim Yamalı, İstanbul eski il başkanı Selim Temurci katıldı. Ayrıca CHP’nin eski milletvekillerinden İhsan Özkes, AK Parti’den milletvekili adayı olup istifa eden Şule Tunalı, Saadet Partisi’nin eski il başkanlarından Metin Bulduk de katılımcılar arasında yer aldı. Yoğun ilgi gören toplantıya Manisa siyasetinden ve sivil toplum kuruluşlarından da katılımlar oldu.
SALON DOLDU
Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu toplantının yapılacağı salon önünde alkışlarla karşılandı. Ahmet Davutoğlu ve eşi Ankara’dan getirilen güvercinleri beraberindekilerle birlikte gökyüzüne saldı. Toplantıda konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Ahmet Davutoğlu uzun süre alkışlandı. Davutoğlu, kentin ‘Şehzadeler Şehri’ olduğunu hatırlatarak “Bugün biz de Manisa’ya bir fidan dikmeye geldik. Allah sağlam toprağa sağlam fidanlar dikmeyi nasip etsin” dedi. Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Barış Harekatı’nda şehit olan askerlere rahmet diliyorum. Onlar da Suriye’de barış fidanı dikmek için yola çıktılar. Suriye bizim doğal uzantımız olan kardeş bir toprak. Asırlarca bir arada yaşayan Halep Gaziantep’ten ayrılmıştır. İsimleri bile aynı olan şehirler onlarca yıl birbirlerine tel örgülerin ardından bakmıştır. Bu sınırlar bizi birbirimizden ayıran sınırlar olmamalı. Elimize imkan geçtiğinde o zaman AK Parti iktidarında en önemli hedeflerden birisi o suni sınırları kaldırmaktı. Ocak 2003’te düşman ve dış güçlerin bu topraklara gelmesini istişare etmek üzere Şam’a gitmiştim. Şimdi bunlar unutturulmaya çalışıldı. Suriye ile ilişkileri üst düzeye çıkarmak için büyük çaba sarf ettik. Ne zaman Suriye’nin sıkıntısı olsa yanında durduk. Lübnan Savaşı yaşandığında Lübnan ve Suriye arasında uçurumları aşmaya çalıştık. Milyonlara kez taraflar arasında gittik geldik. Suriye ile Irak birbirlerine savaş ilan etmek üzereydi. Irak ve Suriye arasında barış olsun diye onlarca kez seyahatte bulunduk. Ortadoğu halkları arasında bir hançer saplanmasın diye. Birileri bunlardan rahatsız oldu”.
“SORULAN HER SORUYA CEVABIMIZ VAR”
Medyada iki grubun hakim olduğunu savunan Davutoğlu, iki grubun da kendisini suçladığını dile getirerek şunları söyledi: “Her ikisine de sesleniyorum. Özgür ve hür basın ile nerede isterlerse tartışmaya hazırız. Ama öyle bir tablo var ki aylardır konuşuyoruz. Akşam yorumcular bizim ne söylediğimizi yorumluyor ama bir tanesi de çağırıp sorsak diye cesaret edemiyorlar, yürekleri yok. Bizim her soruya cevap verecek yüreğimiz de cesaretimiz de var. Şimdi omuz omuza verme vakti. Bundan sonra sorulan her soruya cevap vereceğiz. Bundan sonra yapılan her eleştiriyi dinleyeceğiz ve gerekli cevapları vereceğiz. Barış Pınarı operasyonu sonrasında inşallah ülkemize ve Suriye’ye hayır getirir. Ama birincisi ateşkes dendi, bütün güvenli bölge içinde etkin bir sivil yönetim kurulmalı. Biz burayı buradaki kardeşlerimizle birlikte YPG’den de Suriye rejiminden de daha iyi yönetebiliriz denilmeli. Sivil yönetimde Kürtler, Araplar aynı mecliste olmalı. Kimse Türkiye’ye dönüp siz Kürtlere karşı savaştınız suçlamasını yapamamalı. Yerel unsurlardan oluşan güvenlik yapısı kurulmalı. Kobani’de, Münbiç ve Kamışlı’da nasıl bir yapılanma olacağı açık bir yüreklilikle konuşulmalı. Türkiye aleyhine yapılan saldırılara karşı aynı etkinlikte bir kamu diplomasisi birimi oluşturulmalı. Bunlar yapılabilire en azından güvenli alanda kalıcı bir düzen sağlanabilir”.
“O MEKTUP YÜZ KARASIDIR”
ABD Başkanı Trump’ın gönderdiği mektubu ‘yüz karası’ olarak niteleyen Davutoğlu şöyle devam etti: “Bu mektup derhal ABD’ye misli ile iade edilmelidir. Hiçbir şey bu mektubun devlet arşivinde bulunmasını meşru gösteremez. Operasyonu Türkiye kendi iradesi için yapmıştır. Şimdi yapılması gereken ilişkiler iyi ise ABD’ye resmen başvurarak mektubu geri çekmeleri istenmelidir. Olmamış kabul edilmelidir. Bu devlet bu millet her türlü çileyi çekebilir, her türlü çileye katlanır. Ama zillete asla katlanamaz. Biz dün bunları konuşurken mektuptan rahatsızken Trump bir açıklama daha yaptı. İki küçük çocuk birbiriyle kavga ederse bırakın kavga etsinler’ dedi. Türkiye bir terör örgütü ile eş anlamlı kabul edilemez. Çocuk ifadesini böyle aziz millete karşı kullanılamaz. Bu aziz Manisa sultanları yetiştirirken ortada ne Amerika vardı, ne Washington vardı. Bizler onurumuz için yaşarız. Mektup tvitt değildir, üstünde ABD mührü vardır”.
“HATTI SİYASET YOKTUR”
Kutuplu siyasetin Türkiye’ye fayda getirmeyeceğini savunan Davutoğlu konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte iki kutuplu siyaset dönemi başladı. İki kutuplu siyaset Türkiye’yi dar boğaza sokar. Biz bu daralmış siyasetin önünü açacak şekilde ilkeli bir siyasi vizyonu hayata geçireceğiz. Arayışımız budur. Parti programı bu vizyonu yansıtacak. Ortak aklı, demokratik katılımı teşvik eden bir tüzük olacak. Hiç kimse dışlanmayacak. Bütün kesimlere hitap eden yeni bir yapılanmanın peşindeyiz. Ama ilkelerimizde sabit ve ayaklarımız zemine basıyor olacak. Biz buraya bir fidan ekmeye geldik. Bu fidanın zihni, ahlaki ve siyasi kökleri tarihin derinliklerindedir. Hattı siyaset yoktur, sathı siyaset vardır, satıh ise tüm vatandır”.
Yorum Yazın