Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

ATATÜRK VE KADINLAR

Çok değil on yıl önce, DİSK Genel Başkanı bir kadın olacak deselerdi kaç kişi inanırdı acaba? Sayın Arzu Çerkezoğlu DİSK Genel Başkanı oldu.  Yıllar önce benimde yönetiminde olduğum kısa adı Köy-Koop. olan Köy Kalkınma ve Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri Merkez Birlği’nin başkanı kadın olacak deselerdi kaç kişi inanırdı acaba? Sayın Neptün Soyer Köy-Koop. genel başkanı oldu. İstanbul CHP İl Başkanı bir kadın olacak, bir seçimi yönetecek ve başarılı olacak deselerdi ne derdik acaba? Sayın Canan Kaftancıoğlu oldu ve adından söz ettirdi…

 

Kadınların sosyal yaşama katılması, STK’larda, siyasette, yerel yönetimlerde, merkezi yönetimde, kamuda görev yüklenmesi, cumhuriyetin demokrasi ile taçlandırılmasını kolaylaştıracaktır.

Kadınlarımız, Atatürk’ün gösterdiği bilimin aydınlattığı çağdaş uygarlık yolunda ilerliyorlar. Toplum yaşamına katılıyorlar. Kalkınmaya katkıda bulunuyorlar. Görev alanlarını genişletiyorlar.  Çocuklarını ülkenin mutlu geleceğinin düşünerek yetiştiriyorlar. Kadınlarımız toplum yaşamına katıldıkça etkinleşiyorlar.  STK’larda, Kooperatiflerde,  Kamuda görevler yüklenip başarı gösteriyorlar.

Ben, Atatürk’ün kadınlarımıza kadınlarımızın da Atatürk’e gösterdiği, ilgiyi sevgiyi ve saygıyı bir başka ülkede ve bir başka toplumda görmedim.  Kadınlarımızın Atatürk’e duyduğu ilginin güvenin sevginin giderek çoğaldığını bu nedenle de ülkemin geleceğini aydınlık olduğunu görüyorum.

Bu ara yoğun biçimde bir kitap hazırlığı içindeyim. Kooperatifçi Kadının El Kitabı adı altında, bir kitap yazmaya çalışıyorum. İstiyorum ki, kadın kooperatifçiliğinin gelişmesine benim de bir katkım olsun.

Kitapta, Atatürk ve kadın başlığı altında, daha çok Atatürk’ün söylediği özlü sözlerden yola çıkarak, Atatürk’ün kadınlara verdiği önemi anlattığım bir bölüm de olacak. Kitapta ayrıca Atatürk ve Kooperatifçilik bölümüne de yer vereceğim.

Atatürk’ün kadına verdiği önemi görünce Atatürk için günümüzün tanımlamasıyla feminist dememek elde değil.  Mustafa Kemal Atatürk, kadına hakları verilmeden batılılaşmanın ve çağdaşlaşmanın olamayacağını biliyordu. Atatürk olmasaydı, kadınlar çoğunu henüz etkin biçimde kullanamadıkları haklarının hiç birini alamazlardı.  Hiçbir ülkede, hiçbir lider, kadın haklarını bu kadar önemsememiş bu önemli konuya bu kadar duyarlılık ve özen göstermemiş, kadın haklarının verilmesini öncelikli görev olarak görmemiştir.  Atatürk var diye ulus olarak çok şanslıyız diyebiliriz ama kadınlarımız daha şanslı demekten kendimi alamıyorum.

Atatürk, kadınların ulusal kurtuluş savaşına ve cumhuriyetin kuruluşuna yaptığı katkıları hep dile getirmiş, haklarının verilmesine öncülük etmiştir.  

Müslümanlık öncesinde ve eski Türklerde kadın ve erkek eşit kabul edilirdi.  Çocuklar üzerinde babanın olduğu kadar annenin de hakları olduğu savunulurdu. Türk kadını bu dönemde ata biner, kılıç kuşanır, ok atar, savaşlarda erkeğin yanında yer alırdı. Evlilik kurumunda, tek eşlilik vardı. Türk hükümdarları yabancı elçileri kabul ettikleri zaman eşleri de yanlarında olurdu. Kadın kafesin ardında değil erkeğin yanındaydı. Kadın aile içinde erkek ile eşit haklara sahipti. Türkler, kadına, çağdaşı kavimlere göre daha özel bir yer ayırmıştı.  Bu devirde kadının kocası Hakan yanında devlet idaresine katıldığı hatta bazen devleti tek başına yönettiğinin de olduğunu biliyoruz.

Osmanlı döneminde, haremin ortaya çıktığı, kadının yerinin giderek değiştiği biliniyor. Bazı fermanlarla kadınların toplumsal yaşamlarına kısıtlamalar getiriyor. Bu konuda birkaç örnek verilebilir. 1610 yılında kadınların erkeklerle aynı sandala binmeleri, 1787 de mesire yerlerine gitmeleri, 1828 yılında ince kumaştan ferace giymeleri yasaklanıyor.

Ülkemizde kadın hakları denince birçok insan gibi benim de aklıma Eski Türk toplumları ve Mustafa Kemal Atatürk geliyor.

 “Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını gibi emek verdim diyemez. Belki erkeklerimiz memleketi istila edenlere karşı süngüleriyle düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısında hazır bulundular. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir... Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtıyla, kağnısıyla, kucağındaki yavrusuyla yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip cephenin harp malzemesini taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadınları olmuştur. Bundan ötürü hepimiz, bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim” diyor Mustafa Kemal Atatürk, 30 Mart 1923 Konya’da yaptığı konuşmada.

Mustafa Kemal Atatürk, sözlerinde de belirttiği gibi Türk kadınına her zaman güvenmiştir. Türk kadınının toplumda hak ettiği yere gelebilmesi için öncü reformlara imza atmıştır. Türk kadınının haklarını elde etmeleri sürecinde asıl önemli dönüm noktası Kurtuluş Savaşıdır. Çünkü savaşın kazanılmasında kadınlar önemli görevler yüklenmiş kahramanlıklar göstermiştir. Türk kadını, yurt savunmasında ve emperyalizme karşı verilen bağımsızlık mücadelesinde erkekle yan yana, omuz omuza savaşmıştır.

Kadınlar geliyor ayak seslerini duyun artık. Kadın erkek bir bütündür. Kadın ve erkek bir güvercinin iki kanadı gibidir. Kadın ve erkek birlikte yükselecek, cumhuriyet demokrasi ile taçlanacaktır…

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın