Nezih Varol

Nezih Varol

Mail: nezih.varol@hotmail.com

BABACAN AYNI BABACAN

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan geçtiğimiz hafta başında partisinin İl Başkanlığı hizmet binasının açılışını yapmak ve 1'nci olağan kongresine katılmak için Manisa'ya geldi, ben de takip ettim, şehir merkezini turlarken, esnafı ziyaret ederken halka ve daha sonra kürsüden partililere hitaben yaptığı konuşmasını dinledim.

Öncelikle şunu yazmalıyım; partinin Kurucular Kurulu Üyesi ve Genel Merkez Delegesi, değerli arkadaşım Cansın Tunçdirek'in ilk oluşum aşamasından itibaren mahallelerden ilçelere, il merkezinden ülke geneline kadar gerçekleşen tüm çalışmalarda gösterdiği çaba, gayret, azim, katılım ve performans takdire şayandı, yüksek enerjisi, bütünleştirici, birleştirici duygu ve davranışları gözlerden kaçmadı, gelecekte partisini çok daha iyi yerlerde gördüğü ve bunun için çok çalışılması gerektiğini uygulamalı olarak ortaya koydu, başarıları daim olsun.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan her zaman olduğu gibi ülkenin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini söyledi, ekonomi üzerinden AKP iktidarına ve MHP’ye yüklendi.

Ancak eski partisi AKP'yi kendisinin bakan olduğu dönemde başarılı, kendisinin ayrılmasından sonra başarısız olarak lanse etti, son dönemde Bülent Arınç’ın istifasıyla ilgili yaşanan sürece dikkat çekti, “Partinin kurucularından birisi hukukla ilgili görüşlerini ifade etti, insan haklarıyla, hukukla ilgi içten samimi sözler söyledi, bir baktık önce küçük ortak hemen saldırdı, seviye yerlerde, edep ve adaba uygun değil, bir de nasıl bağırıyor konuşurken, bir gün sonra da Erdoğan, Arınç'ı adeta fırçaladı" dedi ve ekledi.

"Birlikte yola çıktığı 40 yıllık arkadaşlarını harcayıverdi, yola birlikte çıktıklarını yolda karşılaştığı, kendisine en ağır hakareti edene harcattı, bu ilkesizlik olmasa bile en azından bir vefasızlık, kutlu dava denilen şey de iktidarda kalma davasıymış”.

Bu konuşmasıyla geçmişin şokunu atlatamadığı izlenimi veren Babacan iktidara yüklenmeyi ekonomi üzerinden sürdürdü, bozulduğunu iddia ettiği ekonomiyi kendisinin ve partisinin düzeltebileceğini söyledi, Türkiye'nin devası olduklarını belirtti, ancak reçeteyi bir türlü söylemedi.

Kendi reçetesini halkın ve partililerin anlayacağı dilden açıklamayan Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın acı reçetesine ise değinmeden edemedi.

“Halka gelince acı reçete hazırlıyorlar, ama kendilerine acı reçete yok, madem vatandaşa acı reçete diyorsunuz, size acı reçete önereceğim" diyen Babacan, şunları söyledi:

"Önce hukuk, anayasa ve kanunlara bağlı kalın, sonra hemen tasarruf, hani diyorlar ya ‘itibardan tasarruf olmaz’ diye, bal gibi olur, yurt dışı ziyaretlerde uçak sayısını azaltın, ardından kamu ihale mevzuatını değiştirin, şeffaf, açık ihale sistemiyle yandaşların değil, vatandaşın kar etmesini sağlayın, Kanal İstanbul gibi rant projelerine son verin, en azından bir erteleyin, varlık fonunu derhal kapatın, siz kapatmazsanız biz gelir gelmez kapatacağız, tüm kurum ve kuruluşları Sayıştay denetimine açın".

Babacan bunları söyledi ama akşam üzeri bir otelde gerçekleşen gençlerin, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin ve gazetecilerin katıldığı buluşmada, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) grubuna mensup mağdurların, sorunlarının çözümü noktasındaki sorularına tatmin edici cevap veremedi.

Babacan bu konuda gerçekçi olmak gerektiğini, boş vaatlerde bulunanların doğruyu söylemediğini ima ederek, EYT'lilere umut vermedi, böylece AKP döneminde kendisinin de içinde bulunduğu halkı ve emekçi kesimleri mağdur eden kararların ileride de arkasında duracağını açıkça ortaya koydu.

Yani Babacan aynı Babacan.

Ezilenlere değil ezenlere babacan.

Evlada harçlık çıkmaz bu babadan.

Facebook Yorum

Yorum Yazın