Emel Eva Tokuyan

Emel Eva Tokuyan

Mail: emeltokuyan@gmail.com

BÜTÜN İYİLER GENÇ ÖLÜR

Bir söz vardı çok eskiden not almışım. Kimindi hatırlamıyorum ama söz şöyle idi: “Bütün iyiler genç ölür, kötüler sonsuza dek yaşıyor gibi…” Vakitsiz bir şekilde gidenleri düşünüyorum da keşke bu söz, bu kadar doğru olmasa idi…

“Dünyada çok acı var, dayanamıyorum” demişti biri. Gücü ve çabası dünyayı daha adil ve yaşanır bir yer yapmaya yetememişti. Çaresizliği, diğerlerine karşı duyduğu merhamet, acısını katlanılmaz hale getirince “hoşça kal” demişti baharındaki hayata.

Bir başkasının son sözleri ise “Böyle bir hayatı yaşamak istemiyorum” olmuştu. Henüz gonca idi, solmuştu. Kendi içindeki dünyanın renklerinin karşısında, yaşadığı dünyanın griden siyaha dönen karanlığı yutmuştu onu…

Bir diğeri ise, hep inanmayı, güvenmeyi, cömertçe vermeyi seçmişti. Yaşadığı her haksızlık karşısında şöyle derdi: “Neden ben insanlara güvenmemeyi öğrenip ruhumu kirleteyim. Onlar güvenilir olmayı öğrensinler”(Kızılderili Atasözü) Her seferinde güvenmeyi seçti. Her yara aldığında, gülümseyerek ayağa kalktı, kendinde ne varsa hesapsızca paylaşmaya devam etti. Ama en sonunda bu denli haksızlığa, vefasızlığa, en yakınından gelen oklara, dayanamadı yüreği.

Ve daha pek çokları… Adları, görüntüleri, yaşadığı yüzyılları, coğrafyaları değişse de aynı kaderi paylaşıyor. Adları tarihe geçmiş olsa da olmasa da… Bu dünyanın matematiği onlar için çok ağır…

Onlar bulundukları yeri güzelleştiren, hayatlarımızı yaşanmaya değer kılan, anlam katan naif ruhlar. Yaşam yolunda, arkanızda, yanınızda güvenli dağlar gibi dikilen, gerektiğinde önünüzdeki engelleri siz fark etmeden temizleyen dostlar. Kırılan ama kırmayan, veren ama beklemeyen, onurunu, değerlerini her şeyin üzerinde tutan gerçek anlamda sevebilecek, yüreğine tüm varlığın sevgisini sığdırabilen insanlar.

Büyük varlıklarının ne hafif, ne sessiz bir eşliği var. Ancak gittiklerinde anlayabiliyorsunuz geride bıraktıkları büyük boşluğu. Onlar ne kadar azlar ve ne çabuk gidiyorlar. Oysa bu dünyanın ve tüm varlıkların bu zarif insanlara ne çok ihtiyacı var.

Hepimiz insan görünümündeyiz, ancak ruhlarımızın kumaşı aynı incelikte, aynı kalitede değil. Bazılarımızın o zarif inceliğe ulaşması için, bırakması gereken daha çok kaba malzemesi var. Aynı binalar gibi. Nasıl kabası bitmiş bir inşaat, içinde yaşamak için elverişli değilse, İşlenmemiş bir ruh da kaba inşaatlar gibi insanca yaşamamıza, dinlenmemize, üretebilmemize, yüzümüzün gülmesine olanak tanımıyor. Ve bu kadar çok kaba inşaat içinde hayatın inceliklerine tutunmak o denli güç oluyor. Belki de birazcık dönüşmeye çalışsak, birazcık işlesek ruhumuzu, isimsiz birçok melek insanın çabasını az da olsa onurlandırmış, Hayatı yaşanır kılmış oluruz. Kim bilir?

Murathan Mungan’a ait bu harika şiiri de hayata anlam katan “Birkaç Kişi”ye ithaf ediyorum. Tanıdığım ve tanımadığım tüm iyi insanların ruhu şad olsun…

 

Herkes ve Birkaç Kişi

Yağmur Herkese Yağar
Güneş Isıtır Herkesi
Mevsimler Herkes İçindir
Yalnız Çığ Altında Kalan
Sele Kapılan Her Zaman Birkaç Kişi

Herkes İçindir Aşk Da Ayrılık Da
Yalnızca Birkaç Kişi Ölür Acıdan
Eskiden Ölümle Tartılırdı Ayrılık
Kiminin Hayatı Yalnızca Unutkanlıktan

Her Şey, Herkes İçin Değildir Oysa
Kimi Hiçbirşey Ögrenmez Karanlıktan
Yalnızlığı Kullanmayı Bilmez Kimi
Kimi Ayrılamaz Karanlıktan

Yağmur Herkese Yağar
Ama Çok Az İnsan Tutar Yağmurun Ellerini
Onca Şarkı Onca Film Onca Roman
Ama Sevmeye Yetmez Herkesin Kalbi

Çığ Altında Kalan Sele Kapılan
Aşktan Ve Acıdan Ölen
Birkaç Kişi Dünyayı Başka Bir Yer Yapmaya Yeter
Aslında Onların Hikayesidir Anlatılan
Diğerleri Dinler, Seyreder, Geçer Gider
Geçer Gider Herkes
Hikayelerdir Geriye Kalan.

 

Emel  Eva Tokuyan

Facebook Yorum

Yorum Yazın