Meslektaşım, Sosyal Hizmet Uzmanı Nihat Tarımeri’nin sosyal medyaki paylaşımını görünce bir kez daha tüylerim diken diken oldu, diyor ki;
“Suça sürüklenen çocuk gibi absürd tanımlama, çocukların nasıl damgalanıp lekelendirildiğinin somut örneği. 2005 yılından beri 600 bin lekelendirilmiş çocuk için ne yapacağız? Ne zaman yeter diyeceğiz?”
Aylin Sezer adlı bir başka meslaktaşım da hemen şu soruyu yöneltmiş;
“Merhaba hocam, nasıl bir tanım olsa daha doğru olur sizce?”
Nihat Tarımeri yanıtlamış;
“Sıfatlamaya gerek yoktur. Çocuk çocuktur”.
Tarımeri son noktayı koyarken 21’inci yüzyıl dünyasında, ne yazık ki ülkemizde çocuğun çocuk olduğu gerçeğinin kabullenilmesinde büyük sıkıntı yaşanıyor.
Peki kanunda ‘Çocuk’ nedir?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 6/1-c maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Yine 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun (ÇKK) 3/1-a maddesi uyarınca daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde; 18 yaşını doldurmamış her insan çocuk sayılmıştır. Kişi 18 yaşından önce ergin (reşit) olsa da çocuk sayılmaya devam edecektir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 11. maddesinde erginlik (reşitlik) yaşı 18 olarak kabul edilmiş, 12’nci maddesinde 15 yaşını doldurmuş kişinin anne ve babasının rızası ile ve mahkemenin onayı ile ergin kılınabileceği, 16 yaşını doldurmuş kişinin hâkim kararı ile, 17 yaşını doldurmuş kişinin ise anne ve babasının rızası ile evlenebileceği kabul edilerek evlenmenin kişiyi ergin kılacağı belirlenmiş ise de bu durumlarda dahi ergin kılınan kişi çocuk sayılacaktır. 16 yaşında evlenmiş ve bu nedenle ergin sayılmış kişi ile 15 yaşında yargısal karar ile ergin kılınmış kişi TCK ve ÇKK bakımından çocuk olmaya devam edecektir.
Peki, Nihat Tarımeri’nin ‘Absürd’ bulduğu kanunda sözü geçen ‘Suça Sürüklenen Çocuk’ nedir?
ÇKK suça sürüklenen çocuğu, kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk olarak tanımlamaktadır (ÇKK m. 3/1).
Peki, çocuğun cezai sorumluluğu nedir?
0-12 Yaş Grubu Çocuklar: 5237 sayılı TCK’nın 31/1 maddesi uyarınca fiili işlediği tarihte 12 yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Kanun koyucu 12 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiil ne olursa olsun, ne şekilde işlemiş olurlarsa olsunlar ceza sorumluluğunun olmadığını kabul etmiştir. Bu yaş grubundaki çocuklar için çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilecektir.
12-15 Yaş Grubu Çocuklar: 5237 sayılı TCK’nın 31/2 maddesi uyarınca fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş ve fakat 15 yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluluğunun var olup olmadığının tespiti gereklidir. Bu yaş grubundaki çocukların ceza sorumluğunun kabul edilebilmesi için çocuğun ‘işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilme yeteneğinin’ veya ‘davranışlarını yönlendirme yeteneğinin’ varlığı aranır. ÇKK uyarınca hâkim, çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren bir inceleme yaptırmalı ve çocuğun ceza sorumluluğunun var olup olmadığına ilişkin değerlendirmeyi yaparken bu raporu göz önünde bulundurmalıdır.
15-18 Yaş Grubu Çocuklar: 5237 sayılı TCK’nın 31/3 maddesi uyarınca fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş ve fakat 18 yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluluğunun olduğu kabul edilmiş ancak çocuğun bu sorumluluğunun bir yetişkinden daha az olacağı kabul edilerek bu yaştaki fail çocuğa yetişkinlerden daha az ceza verilmesi benimsenmiştir.
Görüldüğü gibi hem çocuğun tanımında, hem de çocuğun sorumlulukları noktasında katagorize edilmiş bir durum vardır.
Oysa çocuk katagorize edilebilecek bir varlık değildir.
Sıfatlandırmaya da gerek olmamalıdır.
‘Çocuk’ ve ‘Suç’ yanyana gelemez.
Çocuk çocuktur.
Onlar melektir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın