Hani sözün bittiği yerdeyiz deniliyor ya, bende yazacak konunun tükendiği yerde olduğumu düşünmeye başlıyorum. Aklıma gelen güncel konuların tümü, üzerine yazılan konuşulan konular. Birde ben yazsam ne olacak deyip vazgeçiyorum. Sonunda daha önce birkaç kez değindiğim, değişim üzerine yazmaya karar verdim.
Değişmeyen tek şey değiştiğimiz. Hızla değişiyoruz. Değişimin hızı da giderek artıyor. Değişimi yönlendirenler var. Değişimden etkilenenler var. Değişimin farkında olanlar var; olmayanlar var. Önemli olan değişimi önceden fark edip önlemleri ona göre almak, bir başka söyleyişle değişime hazırlıklı olmak, hatta yapabiliyorsak değişimin düzenleyicisi olmak. Toplum olarak, değişimi yeterince algıladığımızı buna göre planlar yapmakta olduğumuzu bilmiyorum görmüyorum. Değişimin ne önündeyiz nede içindeyiz gibime geliyoruz. Değişimin içinde ya da önünde değilsek, bunun anlamı bir yerlere sürüklendiğimizdir.
Neler değişiyor? Her şey değişiyor. İletişim ve ulaşım araçları değişiyor. Bu değişme diğer değişim ve dönüşümleri hızlandırıyor. Bu köşede Endüstri 4.0 başlığı altında değişimin sanayinin dördüncü aşamasında yaşanmakta olduğu yazmıştım. İlgi gören bir yazı olduğunu geri dönüşlerden anladım.
Değişimin yönü daha iyiye, daha güzele doğru olmalı. Benim değişimden anladığım bu.
Uzun bir girişten sonra, anlatmak istediğim esas konuya gelmek istiyorum. Üretim biçimi kökten değişiyor. Akıllı robotların fabrikalarda görev yüklenmesine az kaldı. Alışveriş anlayışımız değişiyor. Satın almanın yerine kullandığımız kadar ödeyeceğimiz kiralama biçimleri gelecek. Araçlarda kiralama yaygın biçimde kullanılmaya başlandı bile. Pazarlama teknikleri ve biçimleri değişiyor. Köşe başlarındaki bakkal amcalar yok oluyorlar birer birer. Kentin gelişen kesimlerinde bu değişim daha hızlı oluyor. Kapanan bakkal dükkanlarının yerini, ulu marketler alıyor. İnsanlar gelişen iletişim ve ulaşım araçlarını kullanıyorlar pazarlamada. Yakında siparişi veren programlarla donatılmış buzdolapları üretilmeye başlanacak. Kentimizde de, her türlü ürünü bir arada bulabileceğimiz, ihtiyacımızın tümünü karşılayabileceğimiz büyük alışveriş merkezleri ardı ardına açılıyor. Tüm aile fertleri birlikte gidebiliyorlar bu tür büyük marketlere. Bu değişimi görmesi gerekenlerin başında, kent ve konut planlamacıları geliyor. Kent içinde yapılan konutların altına küçük küçük dükkanlar yapma devri kapandı artık. Yeni kentler, yeni yerleşim yerleri planlanırken de, küçük parseller yerine, her ürünün birlikte pazarlandığı, geniş otoparkları olan yerler planlanmalıdır. Değişim bu yönde. Bir gün gelecek bu da değişecek. İnsanlar alışveriş için evlerinden çıkma gereğini duymayacaklar. Alışverişlerini internetle yapacaklar. Siparişleri evlerinin kapısına kadar getirilecek. Elektronik pazarlama başlayacak. Elektronik para kullanılacak. Ancak, hiper marketler dönemi uzun bir süre daha yaşamımızı yakından etkileyecek.
Değişimin, dönüşümün gerisinde kalmayalım. Değişimden dönüşümden etkilenen değil, değişimi etkileyen hızlandıran olalım. Her konuda değişim var. İlimiz tarım da büyük bir değişimin nefesini ensesinde duymaya başladı bile. Birçok insan tarımdan kopacak. Birçok insan tarlalarını bırakıp kente göç edecek. Birçok insan, on-onbeş dönüm toprakta tarım yapma yerine kentteki kapıcılığı tercih edecek. Tarımcı değişecek, tarımın yapısı değişecek. Tarım işletmeleri daha da büyüyecek. Ancak işletme sayısı azalacak. Hızla değişiyoruz ey millet. Bugün yine dün düşündüğümüz gibi düşünüyorsak, bu bir meziyet değil bu bir eksikliktir. Değişiyoruz. Değişmeyen tek şey, hızla değiştiğimiz.
Değişmeyen tek şey değiştiğimiz. Hızla değişiyoruz. Değişimin hızı da giderek artıyor. Değişimi yönlendirenler var. Değişimden etkilenenler var. Değişimin farkında olanlar var; olmayanlar var. Önemli olan değişimi önceden fark edip önlemleri ona göre almak, bir başka söyleyişle değişime hazırlıklı olmak, hatta yapabiliyorsak değişimin düzenleyicisi olmak. Toplum olarak, değişimi yeterince algıladığımızı buna göre planlar yapmakta olduğumuzu bilmiyorum görmüyorum. Değişimin ne önündeyiz nede içindeyiz gibime geliyoruz. Değişimin içinde ya da önünde değilsek, bunun anlamı bir yerlere sürüklendiğimizdir.
Neler değişiyor? Her şey değişiyor. İletişim ve ulaşım araçları değişiyor. Bu değişme diğer değişim ve dönüşümleri hızlandırıyor. Bu köşede Endüstri 4.0 başlığı altında değişimin sanayinin dördüncü aşamasında yaşanmakta olduğu yazmıştım. İlgi gören bir yazı olduğunu geri dönüşlerden anladım.
Değişimin yönü daha iyiye, daha güzele doğru olmalı. Benim değişimden anladığım bu.
Uzun bir girişten sonra, anlatmak istediğim esas konuya gelmek istiyorum. Üretim biçimi kökten değişiyor. Akıllı robotların fabrikalarda görev yüklenmesine az kaldı. Alışveriş anlayışımız değişiyor. Satın almanın yerine kullandığımız kadar ödeyeceğimiz kiralama biçimleri gelecek. Araçlarda kiralama yaygın biçimde kullanılmaya başlandı bile. Pazarlama teknikleri ve biçimleri değişiyor. Köşe başlarındaki bakkal amcalar yok oluyorlar birer birer. Kentin gelişen kesimlerinde bu değişim daha hızlı oluyor. Kapanan bakkal dükkanlarının yerini, ulu marketler alıyor. İnsanlar gelişen iletişim ve ulaşım araçlarını kullanıyorlar pazarlamada. Yakında siparişi veren programlarla donatılmış buzdolapları üretilmeye başlanacak. Kentimizde de, her türlü ürünü bir arada bulabileceğimiz, ihtiyacımızın tümünü karşılayabileceğimiz büyük alışveriş merkezleri ardı ardına açılıyor. Tüm aile fertleri birlikte gidebiliyorlar bu tür büyük marketlere. Bu değişimi görmesi gerekenlerin başında, kent ve konut planlamacıları geliyor. Kent içinde yapılan konutların altına küçük küçük dükkanlar yapma devri kapandı artık. Yeni kentler, yeni yerleşim yerleri planlanırken de, küçük parseller yerine, her ürünün birlikte pazarlandığı, geniş otoparkları olan yerler planlanmalıdır. Değişim bu yönde. Bir gün gelecek bu da değişecek. İnsanlar alışveriş için evlerinden çıkma gereğini duymayacaklar. Alışverişlerini internetle yapacaklar. Siparişleri evlerinin kapısına kadar getirilecek. Elektronik pazarlama başlayacak. Elektronik para kullanılacak. Ancak, hiper marketler dönemi uzun bir süre daha yaşamımızı yakından etkileyecek.
Değişimin, dönüşümün gerisinde kalmayalım. Değişimden dönüşümden etkilenen değil, değişimi etkileyen hızlandıran olalım. Her konuda değişim var. İlimiz tarım da büyük bir değişimin nefesini ensesinde duymaya başladı bile. Birçok insan tarımdan kopacak. Birçok insan tarlalarını bırakıp kente göç edecek. Birçok insan, on-onbeş dönüm toprakta tarım yapma yerine kentteki kapıcılığı tercih edecek. Tarımcı değişecek, tarımın yapısı değişecek. Tarım işletmeleri daha da büyüyecek. Ancak işletme sayısı azalacak. Hızla değişiyoruz ey millet. Bugün yine dün düşündüğümüz gibi düşünüyorsak, bu bir meziyet değil bu bir eksikliktir. Değişiyoruz. Değişmeyen tek şey, hızla değiştiğimiz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın