Değerli Manisalılar,
Ben bu güzel kenti ve bu kentin güzel insanlarını seviyorum.
İnsanların tümünü değil elbet, sevmek isteyip sevemediklerim de var.
Kim bunlar mı diyeceksiniz?
Bunlar yangına körükle gidenler;
Bunlar dedikoduyu çok sevenler;
Çözüm odaklı olmayanlar;
Olmazı olurun önüne geçirip, sesini yükseltenler.
Sevdiklerimin sayısı daha çok biliyorum ama sevdiklerimin sesleri sevmediklerimden daha az çıkıyor.
Manisa’da günlerdir, Sipil Grup’un battığı, Hakkı Bayraktar’ın kaçtığı konuşuluyor.
Dedikodu, ağaç kurdu gibidir. Sadece dedikodusu yapılana değil, yapana da zarar verir.
Benim bildiğim ve çok sevdiğim kardeşim yerine koyduğum Hakkı Bayraktar, zorluklardan kaçacak bir insan değil.
Hakkı Bayraktar’ı sevenler olarak, bir araya gelebiliriz.
Çözüm yolları araştırabiliriz.
Fabrikaların kapanmasının sorunu çözmeyeceğini bilerek çalışmasına katkı yapabiliriz.
Fabrikalar çalışmalı ki, işçi parasını alabilsin.
Fabrikalar çalışmalı ki, borçlar ödenebilsin.
Niye, bir konsorsiyum oluşturmak için girişim yapılmıyor?
Niye, İlgili kurum ve kuruluşlar konuya el atmıyor?
Niye, Sipil Grup’a nefes aldıracak, Konkordato ya da iflas kararı hızla alınmıyor?
Niye, Siyasilerimiz devreye girmiyor?
Niye, vergi rekortmeni bankalarımız yeni çözümler üretmiyor, üretilmesine katkıda bulunmuyor?
Bu soruları daha da çoğaltabilirim.
Ne demek “Düşenin dostu olmaz” düşenin dostu olmalı.
Bir yerin kesildiğinde acı duyuyorsan canlısın.
Başka birinin acısını duyuyorsan insansın.
Hakkı Bayraktar’ın acısını duyan üzülen uykuları kaçan çok insan var bunu biliyorum.
Üzüntülerini paylaşıp, çözüm arayışı içine girmeliler. Düşenin dostu olmalılar. İnsan olana, dost olana yardımlaşmak, acıları paylaşmak yakışır.
Manisalı kardeşim hiç bir şey yapamıyorsan bari dedikodu yapma. Bir şeyler yapmak isteyenlerin moralini bozma.
Önce sorunun boyutlarını anlamaya çalışmalıyız. Sonra, çözüm arayışına girmeliyiz.
Sorun varsa çözümde var demeliyiz.
Ben önce, Sipil Grup çalışanlarına seslenmek istiyorum. Bildiğim Hakkı Bayraktar, alın terine emeğe saygılıdır. Borçlarınızı son kuruşuna kadar öder. Borçlarınızı ödemesi için, fabrikaların çalışması gerekiyor. Yıkıcı değil yapıcı olun. Bunu yapacağınıza yürekten inanıyorum. Fabrikalar çalışmalı.
Ben, Sipil Grup alacaklılarına sesleniyorum. Sizde çözümden yana olun. Fabrikalar çalışsın, alacaklarınız ödenir. Dostluklar ve ilişkiler devam eder.
Ben, Vergi rekortmeni bankalara seslenmek istiyorum. Fabrikalar kazanmazsa siz nasıl kazanacaksınız. Ben alacağımı alayımda, firma batarsa batsın deme yerine, desteğimi sürdüreyim de firma kurtulsun, denilmesi gerekir değil mi? Destek verin ki, firma kurtulsun…
Ben, Sipil inşaatın, ülkenin her yerinde fabrikalar kurduğunu biliyorum. Bu fabrikaların sahipleri içten bir “geçmiş olsun, yapacağımız bir şey var mı?” deseler moral olur. Böyle dönemlerde paraya olduğu kadar morale de ihtiyaç var…
Ben Manisalı hemşerilerime sesleniyorum. Yardım edecek, firmanın durumunu sorup sorgulayacak zamanımız olmaya bilir. Ne olur dedikodu yapmayın. Ne olur yangına kürekle gitmeyin. Bugün Hakkı Bayraktar’ın başına gelenler yarın sizin başınıza gelebilir…
Çözümden yana olursak, çözüm üretebiliriz diye düşünüyorum.
Sevgili dostum, kardeşim, Hakkı Bayraktar’a ve değerli ailesine, tüm dostlarına, önce ilgililerden, hemşerilerimden ve Allahtan yardım diliyorum. Hakkı Bayraktar’ın yardımı hak eden iyi bir insan olduğunu biliyorum.
Hızla alınacak bir iflas yada konkordato kararı kurtuluşa kapı aralayabilir.
Yapılacak dayanışmayla ve ufak dokunuşlarla sorunun çözüleceğine, fabrika bacalarının tüteceğine çalışan fabrikaların ülkemizin ve kentimizin kalkınmasına büyük katkı sağlayacağına olan sarsılmaz inancımla ve umudumla saygı ve sevgilerimi sunuyorum…
Mustafa PALA
Merhaba, yukardaki yorumu kimin yazdığı belli değil. Sipil Grup çalışanlarını Ekim Kasım maaşlarının tamamı ödenmiştir. Bugün iş yetini ziyaret ettim çalışanlarla konuştum. Hakkı Bayraktar’ın işçi maaşlarına öncelik verdiğini biliyorum keşke tüm patronlar Hakkı Bayraktar gibi olsa..