Geçtiğimiz hafta ‘Mülteciler Burada Kızılay Nerede?’ başlıklı köşe yazım nedeniyle Türk Kızılay’dan bir cevap aldım.
Benim yazdıklarımın tam aksine Mülteciler için seferber olduklarını ve onları aç, susuz ve açıkta bırakmadıklarını anlatıyorlar.
Bana düşen Türk Kızılay’dan gelen bilgileri sizinle paylaşmak. Şöyle diyorlar;
“Sayın Nezih Varol, ‘Mülteciler Sınırda Kızılay Nerede?’ başlıklı köşe yazınız üzerine aşağıdaki açıklamayı yapma gereği duyduk.
Dünya'nın farklı coğrafyalarında ihtiyacı olan herkese yardım eden Türk Kızılay, Avrupa'ya geçmeye çalışan mültecilerin de ihtiyaçlarını karşılama noktasında ilk andan itibaren uzmanlarıyla ve gönüllüleriyle birlikte çalışmalarını sürdürmektedir. Genel Başkanımız da dahil üst düzey yöneticilerimiz de çalışmalara dahil olarak bölgedeki yardım faaliyetlerini yakından takip etmektedir. Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yaptığımız web sitemizdeki ve sosyal medya araçlarımızdaki paylaşımlarımızdan örnekleri, çalışmalarımızı hatırlatmak üzere aşağıda paylaşıyoruz.
Bu bilgilere yeni yazınızda yer vermeniz bizi mutlu edecektir. İyi çalışmalar dileriz”.
Aslında bana ulaştırılan bilgiler ve dokümanlar beni çok mutlu etti, ben de şimdi Türk Kızılay ekibini mutlu edeceğim.
Dokümanlar arasında bolca fotoğraf yer alıyor, fotoğraflarda uzun kuyruklar oluşturarak sıra bekleyen mülteciler ve onlara mobil araçlarla yemek dağıtımı yapan görevliler görünüyor.
Bir çok noktada bekleyişini sürdüren insanlar için hazırlanan kumanyaların gönüllüler tarafından paketlendiğini gösteren fotoğraflar da var.
Ayrıca Edirne Pazarkule'de konuşlanan Çocuk Dostu Alan’da görevli uzmanların çocuklara psikososyal destek veren çalışmalarını gösteren fotoğraflar yüreklere su serpiyor.
Yani bana ulaşan görsellere göre Türk Kızılay mültecilerin yaşadığı olumsuz şartların etkilerini azaltan çok sayıda çalışma yapıyor.
Bir de yazılı olarak anlattıkları var.
Buradan paylaşıyorum;
“Ülkemizin dört bir yanından Avrupa’ya geçme hayaliyle geldikleri sınır bölgelerinde açık arazide yaşam mücadelesi veren göçmenlerin imdadına Türk Kızılay yetişti. Oluşan beslenme ihtiyacını karşılamak üzere Kızılay’ın bölgedeki afet uzmanları, şubeleri ve gönüllüleri tarafından mağdur olan göçmenlere kumanya ikramı yapılırken giyim ve battaniye ihtiyaçları da karşılanıyor.
Düzensiz göçmenler konusunda kara ve deniz sınır kapılarında alınan serbest geçiş kararı sonrasında yanlarına birkaç parça giyim malzemesi alan göçmenler Edirne başta olmak üzere, Çanakkale ve Muğla’ya ulaştı. Avrupa’ya geçiş bölgelerine ulaşan ve tarlalarda, açık alanlarda yaşam mücadelesi veren on binlerce göçmenin ihtiyaçları için ise Türk Kızılay ekipleri seferber oldu. Afet uzmanları, şubeleri ve gönüllüleri ile ilk andan itibaren beslenme desteği veren Kızılay, göçmenlerin bulunduğu bölgelere düzenli olarak yardım ulaştırıyor. Göçmenlerin giyim malzemesi, hijyen malzemesi ve battaniye ihtiyacına yönelik de yardım çalışmaları yürüten Kızılay, bölgeye ulaştırdığı Mobil Çocuk Dostu Alan aracıyla da çocukların bu olumsuz durumdan etkilenmemeleri için psikososyal destek faaliyetlerinde bulunuyor.
Kızılay’ın bölgede çalışmalarını titizlikle sürdürdüğünü belirten Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, ‘Ayvacık, İpsala ve Pazarkule'de yaklaşık 70 çalışan ve gönüllümüz ile tüm araçlarımızla 130 bin kumanya dağıttık, birtakım hijyen destekleri verdik. Çocuk dostu tırımızı alana çektik ve burada ölüm yolculuğuna dönüşen bu süreçten etkilenmiş çocuklara psikososyal destek sağlıyoruz’ diye konuştu.
Kınık, sınır boyunca insanların ihtiyaç duyduğu temel destekleri sağlamak için devletin ilgili kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla koordineli şekilde çalıştıklarını vurgulayarak, ‘Bu insanların gıda, hijyen, barınma-ısınma, sağlık, psikososyal destek ve hukuki destek ihtiyaçları var. Bu çok boyutlu ihtiyaçlarının karşılanması için Kızılayımız sahada bütün geçiş bölgelerinin aşağı yukarı tamamında bu insanlara destek veriyorlar’ ifadelerini kullandı.
İnsanların evlerini, kurulu düzenlerini ve dedelerinin mezarlarını sebepsiz yere terk etmediklerini anlatan Kınık, sığınmacıların bu çileli yollara çıkmalarının bir sebebi olduğunu belirtti.
Sığınmacıların sınırları geçme arzusunda olduğunun altını çizen Kınık, şunları kaydetti: ‘Bu insanlara gaz bombaları da atılsa, kurşun da sıkılsa, av tüfekleriyle ateş de edilse, bütün paraları pulları üst başlarındaki elbiseleri ne kadar onurları alınıp ayaklar altında çiğnense de bu insanlar bu bariyerleri aşmayı arzu ediyorlar. Çünkü kendi yaşadıkları ülkelerinde ümitleri kalmamış. Bu insanların, bu göçün kök sebebine inmeden de bu hareketi durdurma imkanımız bulunmamakta. Bunu dünyanın hiçbir ülkesi durduramaz. Dolayısıyla kök sebepler ele alınmalı. Dünyada aktif 40 savaş, dünyada ekonomik dengesizlikler var. İnsanlar açlıktan hastalıktan dolayı kırılıyorlar. Kendi ülkelerinde hakları ihlal ediyor, Suriye gibi her gün kendi ülkesinin askeri tarafından başlarına bombalar yağıyor ve bu insanlar niye kendi ülkelerini terk ediyor diye sorgulanıyor. Bu gerçekten ayıp’.
Kınık, sığınmacıların ihtiyaçlarına yönelik bütün tedbirleri almaya gayret edeceklerini anlatarak sığınmacıların sınırda bekleyişlerinin uzun sürmemesini diledi”.
Türk Kızılay basında görev yapan meslektaşlarıma yazımı dikkate aldıkları ve yapılan çalışmaları dokümanlarıyla tarafıma gönderdikleri için teşekkür ederim.
Ayrıca bölgede görev yapan Sosyal Hizmet Uzmanı meslektaşlarıma da çalışmalarında başarılar dilerim.
Evet, belki sahada etkin hale gelmekte bir iki gün geç kalındı, yazım bu anlamda uyarıcı olmuş.
Demek ki mülteciler sınırda ve artık Kızılay da orada.
Sınırın bizden tarafında açlık ve açıkta kalan yok.
En azından çocuklar güvende.
Allah yardımcıları olsun.
Facebook Yorum
Yorum Yazın