Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

Manisa`nın kurtuluşu

               Manisa'nın kurtuluşunu 8 Eylül'de kutlayacağız. Yazıyı üç gün önceden yazmış olacağım. Sorun olmaz dedim kendi kendime. CHP'nin de 5 Eylül'de kurultayı var. CHP üzerine de bir kaç cümlede olsa birşeyler yazmak istiyorum bugün.
              Manisa'nın kurtuluşunu yazmadan önce Google'ye "Manisa'nın kurtuluşu" yazıp bir arama yaptırdım. Kahramanlık öyküleri çıkmadı bu aramadan. Sizde deneyeblirsiniz. Manisa'nın Kurtuluşunu yazmaya Manisa'nın işgalinden başlayayım dedim. İşin derinliğine indikçe canımın sıkılması artmaya başladı. Manisa'nın işgali, insanın yüreğini burkan bir öykü. Güzel bir kenti, bir tek kurşun atmadan, düşmana teslim ediyorsunuz. İçinizden çıkan hainleri görüyorsunuz.  İşgali anımsatmak  insan öfkelendirmekten başka bir işe yaramıyor. CHP'yi yazarkende aynı duygular içinde olacağım kesin...
             Manisa'nn Kurtuluş deyince  8 Eylül 1922'de Mustafa Kemal'in askerlerinin Manisa'yı kurtarması  ve Spil Dağına sığınan Manisalı hemşerilerimin  Manisa'ya dönmesi canlanıyor gözlerimin önünde. İşgali araştırırsanız, sonradan Hüsnüyadis adını alacak olan Manisa Mutasarrafı  (valisi) Giritli Hüsnü adıyla karşılaşırsınız. Halkın direnişini kıran, düşmanı  törenle karşılayan hain Hüsnüyadis. Hüsnüyadis'i yazamazdım, kurtuluş gününde. Manisa biravuç Yunanlı tarafından yakılırken karşı çıkmayanları yazamazdım. Yunana karşı direnmek isteyen Parti Pehlivan'a  destek olmak söyle dursun, engel olanları  yazamazdım . Bu hain Hüsnüyadis var ya, bu  Manisa'yı düşmana bir kurşun bile attırmadan teslim eden Hüsnüyadis, araştırdıkça, okudukça öfkemi  kabarttıkça, keşke yeni Hüsnüyadis'ler  olmasa diye düşünebildim sadece.
             Müftü Alim Efendi adını ve anısını yaşatmak için, çalışmalar yapmalıyız.  Parti Pehlivan için de yapılmalı aynı çalışmalar. Anıtlarını yapabiliriz. Bir cadedeye,  parka ya da bir binaya adlarını verebiliriz.  Kurtuluş haftasında düzenlenen etkinrliklerde anabiliriz bu kahramanlarımızı.
            8 Eylül'de Manisa, 9 Eylül'de İzmir kurtarılarak, Cumhuriyetin yolu açıldı. Onun için, Atatürk ve Kuvayi Milliye Anıtının bulunduğu noktaya Cumhuriyet Kapısı  adını vermiştik ancak kimsenin bu adı kullandığı yok.  Cumhuriyet   Kapısı adı  öne çıkarılmalı ve kullanılmalı. Cumhuriyet Kapısı kentimizin dört kapısından ilk yapılanı oldu. Diğer kapılar da yapıldığında, kentimizin tarihi kimliği daha çarpıcı biçimde çıkacaktır ortaya.
           Gelelim CHP'ye 5 Eylül'de yapıla korultayın da önceden yapılan kurultaylardan bir farkı olmayacaktır göreceksiniz. CHP'nin kronikleşen sorunları var. Üyeleri açısından, ülkemizin yaş ortalaması en yüksek, eğitim düzeyi açısından en düşük partisidir CHP. Muhalefete bağımlı durama gelmiş partidir CHP. İç mücedelenin, dış mücadelenin önüne geçtiği partidir CHP. CHP yapısal bir değişiklik yapamadığında,  seçimlerin kaybedeni olacaktır hep. CHP bu haliyle solun değil sağın şansı durumundadır. Sorunları kimse tartışmak çözümler üretmek istemiyor. Büyük çoğunluk delege hesapları yapmakla çetele tutmakla meşgul. CHP ülkenin sorunlarını öne koymalı çözüm için projeler üretmeli. Kişileri değil, ilkeleri tartışmalı. CHP yaşlanan ve kısırlaşan bir parti durumuna gelmiştir. Sorun kurultaylarla değil, ülke düzeyinde yapılacak planlı programlı arama konferanslarıyla çözümlenir ancak. CHP küçülmeden büyemez. Çok basit CHP'yi büyütmek istiyorsanız önce küçülteceksiniz. Zeytin ağacı budar gibi budayacaksınız. Kartlaşan ve kurayan dalları acımadan keseceksiniz. Ağaç budadıkça gelişir...

Facebook Yorum

Yorum Yazın