Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

REFERANDUMUN ARDINDAN

Yüzde 51.41 Evet çıkması, Evetçi’lerde  buruk bir sevinçle karşılanırken, Büyükşehirlerde hayır'ın öne geçmesi gelecek için Hayır’cıları umutlandırdı.

Anayasalar toplumsal uzlaşma metinleridir. Toplumsal uzlaşma 50+1 demek değildir. Toplum ikiye ayrılmıştır. İki kişiden birisi evetçi diğeri hayırcıdır. Anayasa metinleri kolay değiştirilen metinler olmamalı. Apartman ve sitelerin Yönetim Planları (Anayasaları) ancak 4/5 çoğunlukla değiştirilebiliyor.  Anayasa değişikliği için, mecliste yarıdan bir fazlası yetmediği gibi referandumda da yetmemeli bence. Böyle bir durum toplumu uzlaşmaya zorlayacaktır.

Referandum öncesi yazdığım yazılarda ve yerel radyo 'Radyo Hiraş'da yaptığım konuşmalarda hep aynı geminin yolcuları olduğumuzu söyleyip durdum. Ülkemizin sorunlarını ayrışarak değil birleşerek çözebileceğimizi söyledim. Sandığa gidip oy kullanmak bir yurttaşlık görevidir. Etkin yurttaş oyunu kullanan, soran sorgulayan ve katılan yurttaştır. Kentleşmenin ve kentlileşmenin mesafe kaydettiği büyük kentlerde, hayır diyenlerin sayısının giderek yükseldiğini gördük. Gelişmenin kentleşme olduğunu söyleyenler haklı çıkıyor.

Referandumu eşit olmayan koşullarda gerçekleştirdiklerini, bunu karşı çıkılmaz bir gerçek olduğunu söyleyebiliriz.  
Bu referandum bir gerçeği ortaya çıkardı, toplumun yarısı evet derken diğer yarısı hayır dedi. Dolayısıyla bu anayasa değişikliği ve onun oluşturduğu bütün anayasa bir anlamda bir toplumsal uzlaşma belgesi olma niteliğini büyük ölçüde zayıflatmış oldu.
YSK’nın, yasaya uymayan çelişkili kararları referandumu tartışmalı hale getirdi. Yurt dışından gelen oylarda mühürsüz olanlar geçersiz sayılırken, yurt içinde geçerli sayıldı.  
Yasalar uyulmak için yapılır. Hukuk devletinde yasalar yurttaşlar uyduğu gibi YSK’da uymak zorundadır. Yasalara uyulmazsa hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti kavramı büyük ölçüde yara almış olur.  

"Maç yapılırken, maçın ortasında kural değişmez” denilir her zaman. Bu evrensel bir kuraldır. YSK, maçın ortasında, üstelik zarflar açıldıktan sonra yasalara aykırı olarak kuralları değiştirdi. “Milletin kararına saygılıyız ama milletin kararına YSK gölge düşürmüştür" diyenler hukuk mücadelesini sürdürüyorlar.  YSK’nın kararı sadece yurt içinde değil yurt dışında da tartışılıyor.
Demokrasimizi hukukun üstünlüğünü öne çıkararak, kuvvetler ayrımını koruyarak güçlendirebiliriz. Demokrasi çoğunluğun dediğinin olması değildir sadece azınlığın korunmasıdır. Anayasa gibi bir konu önemine yaraşır bir özenle ele alınmalıdır.
Şimdi, hızla normalleşmenin yollarını aramalıyız. Artan işsizliğe, geçim sıkıntısına çareler bulmalıyız. Yabancı ülkelerle ilişkilerimizi yoluna koymalıyız. Tartışmaların kısır döngüsünden kurtulup işimize bakmalıyız.

Facebook Yorum

Yorum Yazın