Radyo HİRAŞ’da ilgiyle takip edilen ‘Manisa’da Yaşam’ programda bu haftanın konuğu hayatına bir çok başarı öyküsü sığdırmış iş insanı Hakkı Bayraktar oldu.
Haber: Nezih VAROL
HİRAŞ Medya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Emin Uygur’un Radyo HİRAŞ için hazırlayıp sunduğu, Manisa Birlik Başkanı Mustafa Pala’nın yorumlarıyla renk kattığı ‘Manisa’da Yaşam’ programının bu haftaki konuğu hayatına bir çok başarı öyküsü sığdırmış iş insanı Sipil Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Bayraktar oldu. Son dönemde dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntıdan etkilenmesine rağmen ayakta kalarak piyasalara, üretime, istihdama değer katmaya devam eden, bu anlamda mücadeleci kimliğinden taviz vermeyen Bayraktar, “Dünyada artık her şey çok hızlı değişiyor, her an her şey olabiliyor, en yakın örneği Suriye’dir, ama bir tane dünyamız var, bir tek hayatımız var, tebessümüz bırakmayalım, sevgimizi paylaşalım” dedi. Uygur ve Pala gündeme damgasını vuran ‘Koronavirüs’ ve ‘Kriz Fırsatçıları’ ile ilgili yorumlarda da bulundu.
“KORONAVİRÜSTEN KORUNALIM”
Program yapımcısı Rıfat Emin Uygur tüm dünyayı etkisi altına alan ve aşısı da henüz bulunamayan bulaşıcı Koronavirüs hakkında bilgi verdi. Uygur şunları söyledi: “Yetkililer de söylüyor ‘Panik değil, önlem almalıyız’ diye, 2020 yılının ilk ayından beri hem dünya hem ülkemizin gündeminde ön sıraya yerleşen Koronavirus bugüne kadar 118 ülkede, 119 bin kişide görüldü. Seyrinin ve ölüm oranlarının net görülebilmesi, tedavi yollarının olması nedeniyle korkulacak bir hastalık olmadığı ifade ediliyor, ama almamız gereken önlemler var tabi ki. Vakalar ateş, solunum sıkıntısı ve kuru öksürük şikâyetleri ile gelerek görüntüleme ve laboratuvar incelemeleri ile doğrulanıyormuş. Şu ana kadar bildirilen ölüm vakaları genellikle ileri yaştaki bireyler ya da eşlik eden sistemik hastalığı olan bireyler olmuş. Genel ölüm oranı yüzde 2 civarında. 9 yaşın altında ölüm yok, 50 yaşın altında ise oran binde 4. Hastalık insandan insana bulaşma özelliğine sahip, esas olarak damlacıkla bulaştığı için hasta kişi ile aramızda bir metre mesafe olmalı. Hastalık bulaştıktan sonra ateş ve solunum sıkıntısı gibi belirtilerin ortaya çıkması için gereken süre 2-20 gün arasında değişiyor. Sağlıklı kişilerin açık havaya çıktıkları zaman maske ile solunum yollarını kapatmaları koruyucu değilmiş. Alerjik bile olsa öksürük, hapşırığı olan ve ateşli kişilerin toplu alanlara girecekleri zaman maske kullanmaları çok daha önemli. Kapalı alanlarda çok sayıda kişi ile bir arada bulunacak kişilerin maske takmaları, olası hasta ile karşılaşma açısından anlamlı. Yüzeylerden bulaşmanın önemi daha çok anlaşıldığı için evinden dışarı çıkan herkesin ortak alanlarda yüzeylere dokunduktan sonra yüz, göz ve ağızlarına dokunmamaya özen göstermeleri gerekiyor. Dışarda zaman geçiren herkesin sık sık ellerini yıkamaları, su ve lavaboya ulaşamama durumunda alkol ile el dezenfeksiyonu yapmaları, hasta kişilerle karşılaştıkları zaman daha çok ellerini yıkamaları lazım. İyi beslenme, açık havada bulunma, kapalı alanların havalandırılması, egzersiz, uyku düzenine dikkat edilmesi genel sağlığın artması ve virüsün yerleşmesinin azalmasına etki ediyor. Hastalık belirtileri başladığı zaman mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor”.
“FIRSATÇILARA AĞIR CEZALAR VERİLSİN”
Program yapımcısı Rıfat Emin Uygur virüs nedeniyle hijyen maddeleri ve kolonyaya zam yaparak fahiş fiyatlarla satanları da sert dille eleştirdi. Uygur şunları söyledi: “Ülkemizde ne zaman bir kriz olsa hemen fırsatçılar da ortaya çıkıyor. Bu toplum Müslüman bir toplum, ayıptır, günahtır. Benim büyük oğlum İtalya’da eğitim görüyor, Türkiye’ye gelemiyor, orada da bir ağız maskesi için 100 dolar istiyorlarmış. Hadi onlar İtalyan, yapar diyelim, bizimkilere ne oluyor? Bu fırsatçılara göz açtırmamak gerekiyor. Vatandaş olarak onları şikayet etmeliyiz. Lütfen fahiş fiyatlarla hijyen ve korunma maddelerini satanları ihbar edelim. 189 nolu telefonu arayarak karşınıza çıkan görevliye o işyerinin adını, adresini bildirin, hemen gelip gerekli cezai işlemi yapıyorlar. Bu konuda duyarlı olalım, fırsatçılarla başka türlü baş edemeyiz”.
Programın ikinci bölümü Mustafa Pala’nın Manisa İnternet Haber için yazdığı köşe yazısının okunmasıyla başladı. Pala, ‘Hakkı Bayraktar İçin’ başlıklı yazısında duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti:
‘HAKKI BAYRAKTAR İÇİN’
“3 Aralık 2019 tarihinde Hakkı Bayraktar kardeşim için bir yazı yazmıştım. Yazdığım yazıyla ilgili olarak çok sayıda geri dönüş aldım. Gördüm ki, Hakkı Bayraktar’ın çok dostu var. Gördüm ki, gerçekten Hakkı Bayraktar çok seviliyormuş. Sipil inşaatın sıkıtılar yaşaması üzüntüyle karşılandı. Verilen konkordato karı umutları yeniden yeşertti. Vergi ve SGK nedeniyle devlete ve çalışanlara borcu olmayan Hakkı Bayraktar, yeniden insanlara ekmek kapısı olmak, Manisa’nın ve ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmak için işinin başına döndü. Hakkı Bayraktar dostları olarak bize düşen görev, Hakkı bey bayraktarlığını sürdürsün diye ona destek olmaktır... Hakkı Bayraktar’ın yaptıklarını burada saymama gerek yok. Sadece manisa’da değil ülkenin her yerinde yaptığı fabrikalar görkemli kaleler gibi duruyor. Manisa’da günlerci, Sipil Grup’un battığı, Hakkı Bayraktar’ın kaçtığı çok az insan tarafından konuşulurken, ben bir çıkış yolunun bulunacağına yürekten inanıyordum. Hakkı Bayraktar’ı sevenler olarak, bir araya gelebiliriz. Çözüm yolları araştırabiliriz. Fabrikaların kapanmasının sorunu çözmeyeceğini bilerek çalışmasına katkı yapabiliriz. Fabrikalar çalışmalı ki, işçi parasını alabilsin. Fabrikalar çalışmalı ki, borçlar ödenebilsin diyerek yazılar yazıyor dostlarımla konuşuyordum... Ben önce, Sipil Grup çalışanlarına seslenmek istiyorum. Bildiğim Hakkı Bayraktar, alın terine emeğe saygılıdır. Böyle olduğu için önceliği işçi ücretlerinin ödenmesine vermiştir. Diğer borçlarının ödenmesi için, fabrikaların çalışması gerekiyor. Dostları yeniden iş vermeli. Fabrikalar yeniden çalışmaya başlanmalı. Yeniden eski durumuna gelmeli. Ben, Sipil Grup alacaklılarına sesleniyorum. Sizde çözümden yana olun. Fabrikalar çalışsın, alacaklarınız ödenir. Dostluklar ve ilişkiler devam eder... Çözümden yana olacağız, mazeret üretmeyip marifet göstereceğiz. Konkordato aydınlığa açılan bir kapı araladı”.
HAKKI BAYRAKTAR HİRAŞ’DAN SESLENDİ
Mustafa Pala, programın ikinci bölümünde stüdyoda olan Hakkı Bayraktar’a, “Yapılacak dayanışmayla ve ufak dokunuşlarla sorunun çözüleceğine, fabrika bacalarının tüteceğine, çalışan fabrikaların ülkemizin ve kentimizin kalkınmasına büyük katkı sağlayacağına olan sarsılmaz inancımla Hakkı Bayraktar’a başarılar diliyorum. Hakkı Bayraktar dostlarını Hakkı kardeşimizin yanında olmaya çağırıyorum” dedi. Bunun üzerine konuşmaya başlayan Hakkı Bayraktar duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti: “Öncelikle davetiniz için çok teşekkür ederim, burada sizlerle bulunmaktan mutluyum, ülkeme dönmüş olmaktan mutluyum. Konuşmama dedemle yaşadığım bir anımı anlatarak başlamak isterim; çok küçük yaşta dedem bir sabah beni gün doğmadan uyandırdı, elime 4 lira verdi ve bununla çarşıya gidip 20 simit alıp, satıp, akşam eve dönmemi istedi. Evden çıktım, çarşıya geldim, fırını buldum, 4 lirayı verip 20 simit istedim. Ama fırıncı bana 21 simit verdi. Tekrar saydım, yine 21 çıktı. Birinin fazla olduğunu söyleyip geri verdim, ama fırıncı geri almadı, o senin, canın çektiğinde ye diye dedi ve ekledi; ‘Hayatın boyunca hep böyle dürüst ol’. İş hayatım çok küçük yaşta simit satarak başlamış oldu, 28 yaşımda şirket kurdum, 36 yılı geride bıraktım, hak hukuk çerçevesinde ülkeme yararlı olmak için çalıştım ve hep dürüst oldum. Piyasalarda yaşanan nakit sıkıntısından ben de etkilendim, ödeme sıkıntısı yaşadım, Devletin sağladığı konkordato hakkından yararlandım, iş hayatıma, mücadeleye devam ediyorum. Bu benim için büyük bir nimet. Geçtiğimiz süreçte kırdığım, üzdüğüm insanlar olmuşsa bunun telefisini yapacağım. Çevremden, dostlarımdan, çalışma arkadaşlarımdan maddi, manevi çok destek geldi, bunun için herkese ayrı ayrı çok teşekkür ederim. Yatırım yapmak, büyümek güzel, ama bunun için güçlü bir özsermayeniz olması gerekiyor, arada aldığınız borçlarınız da ödenebilir olmalı. Şirketimi eski çalışma performansına ulaştırmak istiyorum. Şu an borçlu olduğum insanlara vecibelerimi yerine getirmek istiyorum. Şu an dünyada ve ülkemizde ekonomik sıkıntılar var, o nedenle ne zaman düze çıkacağımı bilmiyorum, ancak bunun için çok çalışıyorum. Bana destek olan herkese müteşekkirim. Günümüz dünyasında artık her şey çok hızlı yaşanıyor, her şey bir anda değişebiliyor. Ama gelecekte çok güzel şeyler olacağına inanıyorum. Bir tane dünyamız var ve bir tane hayatımız var. Tebessüm etmeyi bırakmayalım, sevgimizi paylaşalım”.
Dolu dolu sohbetlerle yaşanan bir ‘Manisa’da Yaşam’ programı daha Rıfat Emin Uygur’un birlik ve beraberlik mesajıyla son buldu.